Afyonkarahisar’da bugün şehit aileleri, gaziler ve gazi yakınları terörist başı Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmeler sürecini protesto etti.
Haberimizle ilgili video görüntülerini @afyonhabercom Facebook Sayfamızda izleyebilirsiniz.
Anıtpark'ta Afyonkarahisar Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı İsmail Kumartaşlı'nın yaptığı protesto basın açıklamasından sonra, şehit aileleri, gaziler ve Afyonkarahisar dernek mensupları, MHP Afyonkarahisar İl Başkanlığı önüne siyah çelenk bıraktı.
Afyonkarahisar’da şehit aileleri, gaziler, gazi yakınları ve dernek üyeleri, terörist başı Abdullah Öcalan için, “umut hakkı verilsin” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye tepki göstermek amacıya MHP İl Başkanlığına sessizce yürüdü.
MHP Afyonkarahisar İl Başkanlığı önüne sessiz ir yürüş gerçekleştiren grup, parti önüne “Yakışmadı” yazılı siyah bir çelenk bıraktı.
Haberimizle ilgili video görüntülerini @afyonhabercom Facebook Sayfamızda izleyebilirsiniz.
Aileler, Anıtpark’ta gerçekleşen “Şehide Saygı Teröre Lanet” yürüyüşünden sonra “Yakışmadı” yazılı siyah çelenkle MHP İl Başkanlığı önüne yürüdü.
Burada sessiz bir şekilde çelengi bırakan şehit aileleri sessiz ir şekilde dağıldı.
Haberimizle ilgili video görüntülerini @afyonhabercom Facebook Sayfamızda izleyebilirsiniz.
Anıtpark önündeki basın açıklaması eyleminde dernek başkanı İsmail Kumartaşlı şunları söyledi:
"
Değerli şehit ailelerimiz, kahraman gazilerimiz, aziz türk milleti ve değerli basın mensupları,
Öncelikle sarıkamış’ta, 110 yıl önce "beyaz ölüm"ün destanı’nı yazan binlerce şehidimizi minnetle ve dua ile anıyor, tüm şehitlerimize allah’tan rahmet diliyoruz.
Bugün burada, şehit aileleri ve gaziler olarak yaşadığımız acıları, yüreğimizde yanan ateşi sizlere anlatmak için toplanmadık.
Bugün sizlere bir şehit annesine, oğlunun postallarına çiçek ektiren acıyı,
Bir şehit babasına evladının fotoğrafı karşısında geceyi sabahlatan acıyı,
Bir şehit eşinin canının yarısını toprağa koyuşunu,
Umutları elinden alınan şehit çocuklarının yarım kalışını anlatmak için toplanmadık. Çünkü bu eksikliği anlatacak kelime yok.
Bizler bugün burada biraz tarih konuşmak için toplandık.
Mesela çanakkale’yi, sarıkamış’ı, kocatepeyi, kurtuluş savaşı’nı, kıbrıs’ı konuşalım. Yokluklar içersinde verdiğimiz binlerce şehidimizi konuşalım. Sınırlarımızı nasıl çizdiğimizi, vatanın her karışının şehit kanlarıyla sulanışını konuşalım.
Ve akif’in "sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı, verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı." dizelerini hatırlayalım…. Zira buna çok ihtiyacımız var….
Pekala çok mu geriye gittik?
O zaman yaklaşık 45 yıldır yaşadıklarımızı, pkk terör örgütüne verdiğimiz şehitlerimizi konuşalımmı?
Bir vatan evladının nasıl ne zorluklar ile büyüdüğünü, bir vatan evladının toprağa nasıl düştüğünü, kaç kurşun yediğini, naaşlarının ne kadarının ailelerine teslim edildiğini, ödedikleri bedeli konuşalımmı?
Irak’ın kuzeyinde şehit olan afyonlu şehit piyade teğmen ramazan günay’ın naaşının 3 gün ailesine teslim edilemeyişini, 2 metre 5 santim boyunda olan bingölde şehit olan şehit piyade uzman çavuş kerim üyenin naaşını 1 metre olarak ailesine teslim edilişini, şehadet haberi verildiğinde hangi oğlum şehit kerimmi kasımmı diyen fatma annemiz fatma üyeyi, şehit olduğu gün oğlu doğan şehit piyade uzman çavuş atakan birgül’ü, oğlu eşinin karnındayken şehit olan şehit polis memuru ayhan sarıçiçek’i, teröristlerin elinde esir iken şehit edilen şehit semih özbey’i konuşalımmı, sahi sizler şehit semih özbey’in şehit olurken yutkunduğu anı gördünüzmü? Ya da gördüyiseniz bu kadar çabuk mu unuttunuz?
Hadi, onlar askerdi serden ve yardan geçmişlerdi. Hatta bazılarına göre ölmek için para alıyorlardı.
O zaman şehit savcı hakan kılıç’ı, şehit öğretmenler necmettin yılmaz ve aybüke yalçın’ı, eli kanlı terör örgütünün menfur saldırılarında hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımızı konuşalım. Zira hatırlamanıza ihtiyacımız var!
Ya da hadi gelin, 2013’te yaşanan sözde "çözüm süreci"ni konuşalım. Akil insanları, kazılan hendekleri, belediyelerin imkanları ile asvaltların altına yerleştirilen el yapımı patlayıcıları, sokaklara kurulan bariyerleri ve o süreçte yitirdiğimiz yaklaşık 800 şehidimizi konuşalım. 2016 yılında kayseride silahsız çarşı iznine giderken şehit edilen askerlerimizide unutmayalım. Terörle el sıkışılmayacağını, masaya oturulmayacağını, nasıl acı bir şekilde tecrübe ettiğimizi hatırlayalım.
Ya da elikanlı bebek katilinin meclis’e davet edilir edilmez, “tek anladığımız dil bu” dercesine yaşattığı tusaş saldırısını, tusaş şehitlerimizi hatırlayalım. Bu kadar kısa sürede unutmuş olamazsınız.
Terörle mücadelede verdiğimiz 7.100 ‘ü asker, 900’ü polis, 1.500’ü korucu, 200’ü öğretmen, savcı, imam şehidimizi; kundaklarında katledilen bebekleri, 5.000 e yakın sivil şehidimizi hatırlayalım.
Hatırlaybildinizmi?
Bugün buraya utanmadan, üzülmeden, düşünmeden bebek katili özgür kalsın, umut hakkı, ev hapsi verilsin diyenlere, imralı canisini ülke gündemine sokup, barış elçisi gibi ilan edenlere geçmişi hatırlatalım diye toplandık.
Şüphesizki biz şehit aileleri ve gazilerinde en büyük arzusu terörün bitmesidir. Aynı acıyı hiçbir ailenin yaşamamasıdır.
Ancak bunu yapmanın yolu bebek katiline özgürlük vermek değildir. Gazi meclis bir teröriste çiğnetilmemelidir. Ne tarihimize ne de şehitlerimizin hatırasına saygısızlık yapılmamalıdır. Denenmiş tekrar denenmez.
Bu aziz vatan topraklarının, atalarımızın mirası olduğu kadar, evlatlarımızın da emaneti olduğu unutulmamalıdır.
Türk’ün töresinde vatana ihanetin affı yoktur.
İslam’ın şiarında da zalime merhamet, mazluma ihanettir.
Biz şehit aileleri ve gaziler olarak ilk açıklama yapıldığı günden bugüne yaklaşık 2,5 ay bekledik. Acaba birileri bizlerin adına çıkar tepki gösterir, bizlerin hakkını savunurmu diye. Ancak gördükki bugüne kadar hiçbir şahıs, stk veya kurum, kuruluş tepki göstermedi. Veya gösteremedi. Bugün iş yine başa düştü acıyı çeken şehit aileleri ve gaziler kendi acılarını yaşarken şehitlerinin hakını kendileri savunuyor. Sizleri vicdanlarınız ile baş başa bırakıyoruz. Allah sizlere bizim yaşadığımız acıları yaşatmasın. Bugün yaktığımız tepki meşalesini umuyoruz ki bundan sonra sizler devam ettirirsiniz. Bugün yaptığımız bu açıklamayı eleştirecek olanlar olacaktır. Onların gözlerinin içine bakarak soruyorum sizin oğlunuz hiç öldümü?? Ölmediyse konuşmayın susun…..
Değerli devlet büyüklerimiz;
Gelin terörü şehit aileleri, gaziler ve aziz türk milleti ile beraber bitirelim, lav edelim. Biz şehit aileleri ve gazilere de bir söz hakkı verin. Sineyi milete gidelim. Şehitlerimizin katilinin nasıl cezalandırılacağına şehit ailelerimiz karar versin. Dinimizde de bu kısastır. Anneler affederse salıverin. Affetmez, asılsın derlerse asılsın. Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir. Tarihi tekrar tekerrür ettirmeyin. Çünkü her deneme sonucunda canı yayan acıları tazelenen bizler oluyoruz.
Atamızın izinde şehitlerimizin ışığında bizlere bıraktıkları emanetlere sonsuza kadar sahip çıkacağımıza yüce türk milletinin mutluluğu, vatanımızın bütünlüğü ve bağımsızlığı için ölüme koşacağımıza söz veriyoruz. Örneğimizi aziz şehitlerimizden, gücümüzü türk ulusundan alacağız. İnançlı, bilinçli ve kararlıyız.
Türk bayrağı ebediyen yükseklerde dalgalanacak, türk vatanı sonsuza kadar hür ve bağımsız kalacaktır.
Ne mutlu vatanı için şehit olanlara !!!
Ne mutlu türküm diyene!! Ruhları şad olsun."