CHP Afyonkarahisar Örgütlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hasan Karadeniz, AK Partili Halil İbrahim Sevim'in "Bizim kongrelerimizde ağlama sızlama olmaz" açıklamasına cevap verdi.
İŞTE O AÇIKLAMA:
""Hem ülke yönetiminde hem de parti içi yönetimde demokrasiden yoksun olanlar bizim kongrelerimize dil uzatma hakkına sahip değildir. Kongreler Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrasi şölenleridir ve partimizin olmazsa olmazı çok sesliliğin en yoğun yaşandığı yerlerdir. Cumhuriyet Halk Partisi sorunsuz bir şekilde parti içi demokrasiyi işleten her bir üyesinin fikrine saygı duyan bir partidir. Partimizi yüz yıllık çınar yapan da bu demokrasi anlayışımızdır. Çok seslilik partimizin en büyük zenginliklerinden biridir.
Bizim kongrelerimize laf edenlere soruyorum: Siz kongre ne demek bilir misiniz? Afyonkarahisar’da hayatınızda kaç kere birden fazla adayla il başkanı seçtiniz? Neden bugüne kadar bütün Afyonkarahisar il kongrelerinizi tek bir adayla yaptınız? Neden il başkanı olmak isteyenleri ikna yoluna giderek aday olmaktan vaz geçirdiniz? Şu an devam eden ilçe başkanlarınızı belirleme süreçleriniz nasıl işliyor? Üyelerinize en son hangi tercihi için oy kullandırdınız? Halka sırtınızı döndüğünüz yetmiyormuş gibi üyelerinizin de herhangi bir konuda fikrini sormuyorsunuz.
Bizim kongrelerimizde herkes fikrini söyler, herkes her göreve talip ve aday olabilir. Birden fazla adayın olduğu kongrelerde de doğal olarak fikir çatışmaları oluşabilir ve bu bazen tartışmalara da dönüşebilir. Bu tartışmalar partimizde yeni fikirler ve yeni görüşler oluşmasını sağlar ve günün sonunda kazanan hep Cumhuriyet Halk Partisi olur. Biz her bir üyemizin görüşüne önem veririz ve her üyemiz fikirlerini özgürce söyleyebilir.
Bir sonraki genel seçimlerde oluşacak Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında da halkımız parti içi demokrasimizin yansımasını ülkenin her bir köşesinde yaşayacak. Şu an ortak akılla, halkın fikirleri alınarak yönetilen şehirlerimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti de laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak yönetilecek. Tek adam rejiminden kurtulacak olan Türkiye’de halkın refahı hızla yükselecek ve her bir vatandaşımız bu ülkenin bir ferdi olarak kendinde hak ettiği değeri görecek.
Yaşanan bebek ölümleri ile ilgili genel başkanımızın net bir çağrısı var, çağrıyı buradan tekrarlamak istiyorum:
‘Bu bebeklerin ölümünde ve bu vicdansızlığın yaşanmasında öyle kişisel değil, her birinin bir daha güneş yüzü görmemesini temenni ederim. Fevkalade kurumsal bir durum var. Eğer varsanız; zaten yeterli milletvekili sizde var, 128 tane de bizde var. Bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü mecliste hep beraber el koyalım, kamulaştıralım diyorum."