Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çocukları Koruma Yönünde Sosyal Medya Düzenlemeleri Hakkında Çalışmalara Başlandığını Açıkladı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal medyada çocukları korumaya yönelik düzenlemeler yapmak amacıyla mevzuat çalışmalarına başladıklarını duyurdu. Bakan Göktaş, yaptığı açıklamada, bu düzenlemenin sadece sosyal medya platformlarına sorumluluk yüklemekle kalmayacağını, aynı zamanda cezai yaptırımlar da içereceğini belirtti. “Düzenlemeye uymayana cezai yaptırım uygulanacak. Sonuç itibarıyla uymayanlar için farklı ceza yöntemleri geliştirilebilecek” dedi.
Göktaş, belirli bir yaşın altındaki çocuklar için sosyal medya kullanımına kısıtlama getirilmesi fikrinin gündemde olduğunu ve Bakanlık olarak bu konuda kapsamlı bir mevzuat çalışması başlattıklarını söyledi. Sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için atılacak adımların önemine dikkat çeken Göktaş, bu düzenlemenin çocukların güvenliğini ön planda tutacağını vurguladı.
Sosyal Medya Düzenlemeleri: Platformlara Sorumluluk Yükleniyor
Bakan Göktaş, sosyal medya platformlarının çocukları koruma noktasında daha fazla sorumluluk taşıması gerektiğini ifade etti. Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerinin giderek arttığına dikkat çeken Göktaş, özellikle şiddet içerikli paylaşımlar, zararlı etkileşimler ve yaşa uygun olmayan içeriklerin çocukların psikolojik ve sosyal gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerine karşı güçlü bir önlem alınması gerektiğini söyledi.
Yeni düzenlemenin sosyal medya şirketlerine de sorumluluk yükleyeceğini belirten Göktaş, şu açıklamalarda bulundu:
"Çocukların korunması için sosyal medya platformları sorumluluk taşıyacak. Bakanlık olarak öncülüğünde başlattığımız mevzuat çalışması, sadece içerik denetimlerini değil, platformların bu denetimleri nasıl daha etkin bir şekilde uygulayacaklarını da kapsayacak. Bununla birlikte, yasal düzenlemenin ceza yaptırımları da olacak. Uymayan platformlar için farklı cezai yöntemler geliştirilebilecek."
Kadına Yönelik Şiddet ve Medyada Şiddet İçerikleri Üzerine Kritik Açıklamalar
Bakan Göktaş, televizyonlarda yayınlanan şiddet içerikli programlar hakkında da sert eleştirilerde bulundu. Medyanın şiddet ve kadın metalaştırma içeren içerikleri yaymasının toplumsal zararlara yol açtığını belirten Göktaş, "Kadına değersizleştiren yapımların oluşturulması ve bunun üzerinden reyting sağlanması doğru değil. Şiddet içeren içerikler, çocuklarımıza zarar veriyor ve şiddeti normalleştiriyor. Kadını metalaştıran, onu basit bir araç gibi gösteren içerikleri televizyonda görmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Televizyon ve diğer medya organlarının sorumluluğunun büyüklüğüne dikkat çeken Bakan Göktaş, yapımcılara çağrıda bulunarak, toplumda şiddet algısını arttıran, kadına yönelik ayrımcılığı besleyen yapımların izlenmesi gerektiğini vurguladı. “Medya sadece eğlendirme değil, aynı zamanda toplumu şekillendirme gücüne sahip. Bu gücün doğru kullanılmasını bekliyoruz” dedi.
Narin Güran ve Sıla Bebek Davalarındaki Mücadele
Bakan Göktaş, son dönemde Türkiye’nin gündeminde olan Narin Güran ve Sıla bebek davalarına da değindi. Göktaş, bakanlık olarak mağdur çocukların haklarının savunulması ve faillerin en ağır cezayı alması için büyük bir mücadele verdiklerini belirtti. Bu davalarla ilgili Bakanlık avukatlarının yoğun bir çaba içinde olduklarını söyleyen Göktaş, "Faillerin en ağır cezayı alması için Bakanlık avukatlarımız yoğun bir mücadele veriyor. Bizim için bu davalar sadece bir yargı süreci değil, çocuklarımızın güvenliğinin sağlanması için de kritik bir süreç" dedi.
Göktaş, ayrıca Narin Güran’ın yaşadığı köydeki diğer çocuklar için psikososyal destek ekipleri kurduklarını ve bu çocukların travmalarından arındırılması için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Bakanlık olarak, şiddet mağduru çocuklar için kapsamlı destek programları yürüttüklerini vurguladı.
İstanbul Sözleşmesi Üzerine Açıklamalar
Bakan Göktaş, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik tartışmalara da değindi. Artan kadına yönelik şiddet vakalarına karşı hükümetin kararlı duruşunu sürdürdüğünü ifade eden Göktaş, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin şunları söyledi: “Kadına karşı şiddeti insan hakkı mücadelesi olarak görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi bir başlangıçtı, ancak kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarımız tek bir sözleşme ile sınırlı kalmaz. Bu bir süreçtir ve sonlandırılacak bir şey değil.”
Kadınları Değersizleştiren Yapımlar Tepki Çekiyor
Bakan Göktaş, kadınları metalaştıran ve şiddeti normalleştiren televizyon dizilerine karşı net bir tavır aldı. Bu tür yapımların toplumu olumsuz yönde etkileyerek şiddet kültürünü pekiştirdiğini belirten Bakan, medya sektörüyle yapılan işbirliklerinin önemine vurgu yaptı.
"Şiddeti, kadına yönelik ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği normalleştiren içeriklerin yayılması, toplumsal barışa zarar verir. Bu tür içerikler, sadece ailelere değil, tüm topluma zarar verir" diyen Göktaş, medya sektöründen de sorumluluk beklediklerini yineledi.
Sonuç: Çocuklar ve Kadınlar İçin Güçlü Koruma Adımları
Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın açıklamaları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocukların güvenliğini sağlamaya yönelik hükümetin kararlı tutumunu bir kez daha ortaya koydu. Sosyal medya platformları ve medya yapımcılarına yönelik getirilecek düzenlemeler, şiddet içeriklerinin ve zararlı etkilerin önüne geçmek amacıyla atılacak önemli adımlar arasında yer alıyor. Ayrıca, kadına yönelik şiddetle mücadelede de İstanbul Sözleşmesi’nin ötesinde daha geniş kapsamlı politikaların gündemde olduğu görülüyor.