ÇOCUKLARIMIZA ZAMAN YÖNETİMİNİ ÖĞRETELİM

Abone Ol


En büyük sıkıntı, sorun ne biliyor musunuz?..

Bu sevgi ve ilginin istismar edilmesi.

3 yaşındaki bir çocuk bile, bu sevgiyi, koruma duygusunu istismar edip bunları çıkarı (zevki, eğlencesi) için kullanabiliyor.

İşte anne ve babalar olarak bizlerin buna izin ve fırsat vermememiz gerekiyor.

Çocuklarımız tarafından istismar edilen bu duygularımızın somut sonuçlarının başında çocukların “her zaman her şeyi yapabilirim” isteği oluyor.

Hayır, buna izin vermemeliyiz, çocuklarımıza her şeyin bir zamanı olduğu, yapılacak bütün işlerin zamanında yapılması gerektiği, yani “zaman yönetimi”ni mümkün olan en küçük yaşta öğretmeliyiz.

Saat 9.30’da yatılması gerekiyorsa bu kural tavizsiz uygulanacak, yatma zamanında yatılacak…

Yemek zamanında herkes sofrada olacak.

Ders çalışma, ödev yapma zamanında ders çalışılacak, ödevler yapılacak.

Televizyon izleme saatinde, -günde 1 saati geçmemek ve televizyon programlarında süzme ve eleme yapmak koşuluyla- televizyon izlenebilecek…

Bilgisayar, oyun, internet zamanından –kontrollü, denetimli olmak şartıyla- taviz verilmeyecek…

Her şey süreli, zamanında yapılacak…

Şimdi yemek zamanı, şimdi ders zamanı, şimdi oyun zamanı…

İşte şimdi dinlenme zamanı, oyun zamanı, serbest zaman, gel oyun oynayalım, resim yapalım, yap-boz oynayalım…

Zaman yönetimini, her şeyin vaktinde ve süresinde yapmayı, planlı ve düzenli yaşamayı en erken zamanda alışkanlık haline getirmek, ilerleyen zamanlarda çocuklarımız için büyük bir kazanım olacaktır.

Bu konuda verilen tavizler, üretilen mazeretler, gösterilen zafiyetler çocuklarımızı gerçekten sevmediğimizin, onların geleceklerini düşünmediğimizin bir göstergesi olabilir.

 



Münakaşa üzerine...

Malik bin Enes R.A. anlatıyor; “Münakaşanın dinde yeri yoktur. Münakaşa kalpleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur. Çok sevdiğin sadık bir dostunu, tartışarak bir defacık kızdır, ondan sonra başına gelecek felaketi gör…”

Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi. Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik. Buyurdu ki:

“Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem…”

“Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir… (Hadis-i Şerif)”

 



Bu haftalık da bu kadar...

 

ALLAH'a emanet olunuz.