Dünyanın en saygın mesleği, öğretmenlik

Abone Ol

      

24 Kasım Öğretmenler Günü kutlandı. Hafta sonuna geldiği için bazı okullarda Cuma ve Pazartesi olarak kutlamalar yapıldı. Meslektaşlarımın, öğretmen adaylarının, emekli öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.

Öğretmen; devlet adamlarını, bürokratları, doktorları, mühendisleri, hakim ve savcıları, asker ve polisleri velhasılı bütün meslek erbaplarını yetiştiren kimsedir. Öğretmenin hepsinin üzerinde emeği vardır. Öğretmenlik, insanlık tarihinin en önemli mesleğidir. Öğretmenlik mesleği, her şeyden önce bir ideal, gaye ve bir hizmet mesleğidir. Bir öğretmenin en önemli özelliği, sevgi dolu yüreği ve adanmışlık ruhudur.

Sevgi dolu bir öğretmen, ışık demektir. O, yeri doldurulmaz öğretici, eserine kıymet biçilemeyen varlık, kendini tüketerek etrafını aydınlatan mum, gerçeğin ve idealin üstadı, dünyanın en büyük sorumluluğuna sahip insandır; öğretmen.

Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Ahmet Yesevi’yi, Mimar Sinan’ı yetiştiren öğretmendir, Alpaslan’ı, Fatih’i, Yavuz’u ve Gazi Mustafa Kemal’i yetiştiren öğretmendir.

Nurettin Topçu’ya göre Muallim; “İnsanoğlunu beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden, dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insandır. Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur.

Muallimlik para değil ruh işidir. Muallim sadece bir memur değildir, belki genç ruhları kendisine mahsus manada bir örs üstünde döverek işleyen usta bir demircidir. O, ruhumuzdaki kat kat fetihlerin kahramanı ve şerefli sahibi olduğu halde, bu hayatı yaşamayı değil, ona hizmeti tercih etmiş fedakâr varlıktır.”

Yunus Emre:

“Dostun evi gönüllerdir,

Gönüller yapmaya geldim.” diyor. O halde öğretmenler olarak; gönüllere talip olmalıyız. Gönüllere girmeliyiz. Çocuklarımızın kalbine dokunmalıyız, sevgiyle, merhametle, sabırla ve şefkatle…

Bir gün Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün yolu köy okuluna düşmüştü. Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders anlatıyordu.

Gazi  sınıfa girince, öğretmen kürsüsünü terk etti.

Gazi:

-"Hayır, yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz" dedi. "Eğer izin verirseniz biz de sizden faydalanmak isteriz. Sınıfa girdiği zaman cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir."

Öğretmenin değeri gerçekte böyle olmalıdır, çünkü direk veya endirekt olarak onun elinin değmediği, temas etmediği hiç bir insan yoktur diyebiliriz.

Öğretmenin değerinin toplumumuz tarafından daha iyi anlaşılabildiği günlere temennisiyle..

Lokman ÖZKUL

Eğitimci-Yazar

lokmanozkul@gmail.com