HASAN ÖZPUNAR
Not:Bu yazı, 24 Şubat 2013 tarihinde Kocatepe Gazetesinde yayınlanmıştır.
Son günlerde ilimizin gündeminde olan ve termal devremülk satışlarıyla gündeme gelen Gazlıgöl Kaplıcası’nın binlerce yıllık geçmişi olduğunu biliyor muydunuz? Ya da girdiğiniz havuzun Bizanslılardan bu yana kullanıldığını ve Korunması Gerekli Tarihi Roma Hamamı olarak tescillendiğini.
Rivayet odur ki eski Frig uygarlığında Kral Midas ‘ın her şeye sahip olmasına rağmen çocuğu olmaz. Adaklar adar,Tanrıya yalvarırır ve nihayet günün birinde bir kız çocuğu olur. Adını Suna koyduğu kız büyüdükçe dünyalar güzeli olur amma velakin bir hastalığa yakalanır ve bütün vücudunda çıbanlar çıkar. Kral Midas’ın bütün çabalarına rağmen bir türlü iyileşmeyen yaralarından bıkan güzel Suna ,acısından kendini dağlara vurur ve dere tepe gezmeye başlar.Kızının bu durumuna üzülen Kral ,ona gözkulak olmaları için peşine adamlarını takar.
Başıboş bir halde gezen Suna bir gün yeşilliklerle çevrili bataklık bir bölgeye gelir. Bu bataklık bölgede kamışların arasında sıcak su çıkmaktadır. Suna bataklık olmasına aldırmadan suya girer ,kaynayan sudan kana kana içer ve yorgunluktan kendini suya bırakır. Yaralarının ağrısından dağ tepe gezen güzel Suna burada rahatladığını,ağrılarının hafiflediğini hisseder. Sonraki günlerde de sürekli suya girip çıkmaya başlar ve bir süre sonra yaralarının iyileşip kabuk bağladığını görür. Artık eski güzelliğine kavuşmuştur.
Bunun üzerine babası Kral Midas’ın yanına döner ve başından geçenleri anlatır. Kral Midas derhal bu bölgeye Hamam yapılmasını ve gelip geçenin,hastaların burada şifa bulmasını emreder. İşte Gazlıgöl’de ilk hamamın yapım öyküsü de böyle başlar.
Gazlıgöl civarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlere bakılırsa buranın Frigler zamanından beri bilindiği ve kullanıldığı anlaşılmaktadır. Frigya Salutaris ( Şifalı Frigya) olarak adlandırılan bu bölge Frig uygarlığının merkezi olan Metropolis(Ayazin) Gazlıgöl’e sadece 10 km uzaklıktadır.
Bugün Gazlıgöl’de bulunan eski hamam’da 1992 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında çevrede daha da eski hamam kalıntıları bulunmuş ve halen kullanılan bu hamamın mimari tarzının Roma Dönemi yapılarından olduğu kesinlik kazanmıştır. Yapılan incelemelerde özellikle sütun başlıklarından da anlaşılabileceği kadarıyla burasının tarihi ‘’ Roma Hamamı’’olarak tesciline karar verilmiş ve Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10-06-1996 tarihinde almış olduğu 123 no’lu kararla bu adla tescili yapılmıştır.1
Osmanlı dönemine bakıldığı zaman o dönemde tutulan Şeriyye Sicilleri’nin incelenmesinden Fatih Sultan Mehmet’in Karamanoğulları üzerine sefere çıktığında ordusuyla burada konakladığı ve bu hamamın gelirini İstanbul’da Okçular Tekkesi’ne vakfettiği bilinmektedir. Uzun bir süre bu tekkeye giden gelirler sonradan saray muhafızlarına geçmiş ve Padişah 4.Murat zamanında da Hekim Mustafa Efendi ‘ye devredilmiştir. Afyonkarahisar Şer’iyye Sicilleri’nin en eskisi olan Hicri 1046 ( m.1630) tarihli ve 232 no’lu bu belgede Hekim Mustafa Efendi’nin Gazlıgöl’ü 6 sene işlettiği anlaşılmaktadır.
19. yy.ortalarında Hicri 1263 m.1847 yılına ait bir belgede Karahisar-ı Sahib'deki Gazlıgöl, Gecek ve Ömer kaplıcalarıyla bazı taş köprülerin tamiri için gerekli meblağın nereden karşılanacağının bildirilmesine dair Karahisar-ı Sahib Meclisi'nin mazbatasına rastlıyoruz.
1895 yılında Anadolu-Bağdat Demiryolu hattının geçmesi sonucu Gazlıgöl’ün önemi artar.Artık büyükşehirlerle kesintisiz bağlantısı vardır. Eskiden günlerce süren yolculuk trenle artık bir güne sığmaktadır.
Demiryolu İstasyonunun yapılması Gazlıgöl’ü uğrak bir mekan yapar. Bugünde tanıtmak için çaba harcadığımız Frig Vadisine o dönemde gelen yabancı gezginler hatıratlarında Ayazin’in Hamam İstasyonundan at arabası ile 1 saat uzakta olduğundan bahsederler.
O yıllarda yapılan tarihi öneme sahip istasyon binası günümüzde lojman olarak kullanılmaktadır.
1896 yılına gelindiğinde hamam ve yakınındaki ekşisu adıyla bilinen Madensuyu dolum yerinin işletmesini Maarif Encümeni Başkatipliği yapmaktadır. Aynı yıl Hazineye ait olan ve Maarifçe işletilmekte olan Gecek,Ömer ve Gazlıgöl Kaplıcalarının yanına belediye idaresi tarafından bina inşa edilerek yatılı kalınmasının sağlanması ve buralardan elde edilecek gelirinde ilk dereceli okulların ihtiyaçlarında kullanılması kararlaştırılır. 2
1900’lü yılların başlarında Gazlıgöl Kaplıcası’nın imarı için bazı planlar yaptırılmış fakat uygulanamamıştır. Bu planlara göre İsveç Mimarisi tarzında ahşap iki katlı otel,iki yeni havuz ve otelle havuzlar arasında hem sokağa,hem koridora açılan tek katlı odalar yaptırılması düşünülmüştür.3
1900’lerin başında Akdeniz’deki Girit Adası’nın Osmanlı’nın elinden çıkması sonucu buradan gelen muhacirlerden bazıları Gazlıgöl Hamamı bitişiğinde yapılan evlere yerleştirilirler.4
Aynı yıllarda Bursa’dan Konya’ya trenle bir yolculuk yapan ve geçtiği yerleri ‘’ Bursa’dan Konya’ya Seyahat ‘’ isimli kitabında çok güzel aktaran Mehmet Ziya Efendi, Gazlıgöl’den şöyle bahseder.
‘’Burada Milli Eğitim’e ait kaplıca ve çeşmelerin yanında ,padişah tarafından benzeri görülmemiş bir tarzda 30-40 kadar ev yaptırılmış ve Girit Muhacirleri yerleştirilmiştir.’’ 5
O dönemde muhacirlerin haricinde burada yerleşim yoktur , sadece mevki olarak tanımlanmaktadır. Arşivlerdeki bir belgede ‘’Karahisar-ı Sahip’in Gazlıgöl Mevkiine yerleştirilen Girit Muhacirleri’nin oluşturduğu Karye’ye (köye) Padişah’ın isminin verildiği’’belirtilmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla burada yeni oluşan köye devrin padişahı Sultan Abdülhamit’e izafeten ‘’ Hamidiye’’ adı verilmiş fakat sonraki yıllarda Gazlıgöl adı köyün adı olarak benimsenmiş ve halen de bu adla anılmaktadır. Bununla birlikte yine aynı dönemde Afyonkarahisar’a gelen Girit göçmenlerinin bazıları,merkezde o dönemde tarlalardan ibaret olan şimdiki Emniyet Müdürlüğü civarına yerleştirilmişler ve burası Hamidiye Mahallesi olarak isimlendirilmiştir.Girit göçmenlerinin birçoğu 1920’lerin sonlarında buraları terk ederek başka yerlere yerleşmişlerdir.
Bu yıllarda Gazlıgöl Hamamı ve Ekşisu denilen Madensuyu ,saray tarafından çok iyi bilinmektedir. Dönemin Padişahı Sultan 2.Abdülhamit’in ‘’Yıldız Albümleri ‘’ denilen ve dünyanın dörtbir yanından binlerce fotoğrafın bulunduğu arşivlerinde Gazlıgöl’e ve Madensuyuna ait pek çok görüntü vardır. Fotoğrafları Padişahın özel fotoğrafçılarının ve hekimbaşı İbrahim Paşa’nın çektiği düşünülürse bölgeye verilen önem daha iyi anlaşılabilir.
1906 yılında Maarif tarafından işletilen Gazlıgöl Hamamı’nın Dersaadet’te , İzmir adlı oteli çalıştıran Filibeli Ahmet Hilmi Efendi’ye ihale ile kiralandığı görülmektedir.6 Sonradan çok benimsediğimiz geçtiğimiz yıllara kadar uygulanan Müstecir eliyle çalıştırma ilk defa bu dönemde ortaya çıkmış olabilir.
Osmanlı Devleti’nin son yıllarında idare-i Hususi’ye ( İl özel idaresi) bırakılan Gazlıgöl Kaplıcaları’nın sınırları H.1331 M.1915 tarihli tapuya göre şu şekildedir.
Köyü: Gazlıgöl-Hamidiye
Şarken: Şimendifer hattı ( tren yolu )
Garben: Öz ( dere) ve ekşi su( maden suyu) karşısında Şimendifer köprülerinden Kovalık kenarında Faik Bey tarlası
Şimalen: Faik Bey tarlası karşısından ekşi suyun üstündeki kovalık harası ile tahta köprü başı olan mahalle müntehi,
Cenuben: Kocaoğlu tarlasının yukarı başı
Gazlıgöl Hamamı o dönemde sadece Türkler tarafından değil diğer azınlık mensuplarınca da şifa amaçlı olarak sıkça gelinen bir yerdir. Usta yazar Falih Rıfkı Atay’da bu konuda şunları yazar;
‘’Gazlıgöl sularından şimdiye kadar yalnız İngilizler ve köylüler istifade etmişti. Büyük Harpten ( 1.Dünya Savaşı) evvel İngilizler buraya gelip çadır kurarlar,hamamı kapatırlar ve kür yaparlardı.’’
Hicri 1336 ( 1920) tarihli bir belgede Eskişehir’de Şimendifer Kumpanyası’nda görevli Arslanyan'ın kızı Heranuş'un tedavi için Gazlıgöl'e gitmesine müsaade olunduğu ve yine aynı tarihte Şeftren Agob Efendi'nin ailesinden Arusyak Hanım'ın tedavi için Gazlıgöl Hamamına gitmesine dair seyahat müsaadesi verildiği anlaşılmaktadır.7
Ülke içindeki demiryollarının o dönemde yabancı şirketlerce işletildiği ve sıradan bir memuriyet olan makasçılığa dahi Türkler’in alınmadığını üstteki belgeden ve yine o dönemde Gazlıgöl ‘de makasçılık yaparken Çay ilçesine tayini çıkan Artin Gedik’le ilgili bir belgede görebiliriz.8
Milli Mücadele’de büyük hizmetleri olan hemşehrilerimizden Yedeksubay Ömer Lütfi Altınay, hatıralarında işgalci Yunanlıların yüksek rütbeli subaylarını Gazlıgöl’ün havuzunda yakaladığını ve onlardan çevredeki Yunan kuvvetleriyle ilgili çok önemli bilgiler alındığını anlatır. Bu dönemde Gazlıgöl’de hamamın çevresinde var olan ahşap odalar,işgal yıllarında Yunan askerlerince yakılır. 9
Demiryolu hattının üzerinde olması ve Frig uygarlığının merkezi olan vadiye yakınlığı sebebiyle sık sık yabancı gezginlerin uğradığı kaplıcaları Alman Profesör Richard Hartman 1920’li yıllarda geldiği Gazlıgöl’le ilgili izlenimlerini şöyle anlatır;
12 Mayıs sabahı saat 04,15’te yani şafak söküpte gün ağarırken 20 km uzaklıkta ki Hamam’a hareket ettik. Çok ünlü olan bu banyo merkezi bizim için bir sürpriz oldu.Çünkü banyo çok ziyaret edilen antik termal bir yerdi. Fakat buradaki evlerin görüntüsü çok fakirdi ve banyo için gelenler de çok mütevazi isanlardı. Batılılıar için hemen hiçbir cazibesi olmayan ve o insanların bir gün bile kalmaya tahammül edemeyeceği kadar gösterişsiz bir yer. Küçük bir dere ve su kenarında birkaç çalı. Eski mermerle yapılmış bir çeşme. Vadinin bir tarafında kesme taş duvarlarla pejmurde bir banyo yeri ,diğer tarafında biraz yüksekte pencerelerine cam yerine kağıt yapıştırılmış harabe şeklinde evler. Biraz uzakta ,bu evlerle karşılaştırıldığında saray sayılabilecek istasyon binası. Banyonun yakınında temiz,boyalı güzel örtüsüyle bir yaylı durmakta.10
Bir batılının izlenimlerinin aynısı Falih Rıfkı Atay tarafından da dile getirilir. Fakat o aynı zamanda ümit vardır.1930’lu yılların başında bölgeyi gören Atay,Gazlıgöl izlenimlerini şöyle aktarır;
Afyonkarahisar’ın bu kaynaklar sayesinde birgün zengin ve kalabalık bir şehir olacağını biliyorum. Vichy hekimleri karaciğer hastalığına ‘’ Türk hastalığı ‘’ ismini vermişlerdir. Onbinlerce Türk, Karlsbadt veya Vichy ayarındaki bir kaplıcada kür yapma ihtiyacındadırlar.Şimdi böyle bir kür 1500 Liradan aşağıya mal olmaz. Hilaliahmer ( Kızılay) tetkiklerini bitirip modern hamam ve otellerini kurduktan sonra,hemen hemen herkes burada tedavi olma imkanı bulacak ve kür mevsiminde Afyon trenleri adam almayacaktır.
Türk Vichy’sinin bugün ne halde olduğunu sormayınız. Yıkanmak için değil,bakmak için yıkık kapısından girmek bile insana üzüntü veriyor…. 11
Cumhuriyetin ilk yıllarında ( 1926) Gazlıgöl’ün hemen yakınında bulunan Madensuyu’nun işletilmesi Kızılay’a verilir ve buraya modern bir tesis yapılır. Tesisin yapılmasıyla birlikte Gazlıgöl’ün ünü de de artar.
Atatürk’te 21 Haziran 1934’te beraberinde İran Şahı olduğu halde Afyonkarahisar ziyareti sırasında tren ile Eskişehir istikametinden gelirken Hamam İstasyonunda halk tarafından karşılanır.Atatürk burada İran Şahına tren penceresinden Maden Suyu işletmesini gösterir ve İstasyon Şefi tarafından kendilerine ikram edilen Maden suyu’nu içerler. 12
1940 yılında eski hamamın üstündeki kısımda yeni bir havuz yapılır.Cilt hamamı denilen bu hamamın suyu diğerlerine göre daha ılıktır.
Fakat Gazlıgöl Kaplıcalarının asıl önemini artıran ,kaplıca işletmesinin Afyonkarahisar Belediyesi’ne devredilmesi olmuştur.
1958 yılında zamanın Afyon Belediye Reisi Hayri Telek ,İl özel idaresine ait olan Gazlıgöl Kaplıcası’nın işletilmesine talip olur.
,
01-02-1958 tarihinde Özel İdareyi temsilen Vali Vekili Hüseyin Meydanoğlu ve Afyon Belediye Reisi Hayri Telek arasında imzalanan mukaveleyle Kaplıcanın işletilmesi 75 yıllığına Afyon Belediyesi’ne devredilir.
Bu mukavelenin ana şartları şöyledir.
1- Gazlıgöl Kaplıca Tesislerinin modern bir zihniyetle ve turistik ve sıhhi esasların icap ettirdiği bir şekilde işletilmesini sağlamak,
2- Kaplıcanın turistik bir tesis haline gelmesini sağlamak için lüzumlu tesislerin en geç 5 yıl içinde yaptırılması.
Kaplıcanın Afyon Belediyesi’ne devrini takip eden 1960’lı yıllarda Gazlıgöl’de büyük değişimler olur. Belediye Başkanı Hazım Bozca zamanında hamamlarda bakım yapılır, kaplıcaların ortasından geçen dere ıslah edilerek üzerine köprü , gelenlerin rahatça kalabilmesi için apart odalar yaptırılır. Bugün Traverten Hamam denilen büyük havuzun yapımı, çevrenin yeşillendirilmesi o yıllarda yapılan çalışmalardır.
1980’li yıllara gelindiğinde Gazlıgöl Kaplıcaları yine atılım dönemine girer.1988 yılında dönemin Afyon Belediye Başkanı Erdal Akar yeni bir yatırıma imza atar ve ikiz hamam denilen yeni havuzların temelini atar. Tamamen modern bir tarzda inşa edilen bu hamamlar, havuzları, saunası, soyunmalık ve soğuklukları ile göz doldurur. Aynı tarihlerde tren istasyonunun arkasındaki kısma ailecek kalınabilecek villalar yaptırılır.
20 yıldır Afyonkarahisar Belediyesi Yüntaş Aş. Tarafından işletilen Gazlıgöl kaplıcasında vücudun ihtiyaç duyduğu tedavi ve dinlenme imkânı rahat bir şekilde sağlanabilmektedir .
Yıllardır sadece Afyonkarahisarlılara ve çevre illerden gelenlere şifa dağıtan termal kaynaklarımız son yıllarda yurdun dört bir yanından gelen misafirlerini ağırlıyor. Özel sektörün gerçekleştirdiği projeler,oteller ve devre mülk villalarla birlikte yatak sayısı hızla arttı. Böylece kaliteli hizmet anlayışı yerleşti. Romatizmadan eklem bozukluklarına, kadın hastalıklarından çocuk felcine, solunum yolları hastalıklarından, şişmanlığa, nevrotik bozukluklardan , kalp rahatsızlıklarına kadar geniş tedavi portföyüne sahip olan Gazlıgöl Kaplıcaları kaplıca tedavisinin yanında içmeleri ile böbrek taşı dökmede etkilidir. Dünya çapında tanınmış Avrupa Kaplıcaları’ndan Wıchy ‘de bulunan sıcak su kaynaklarında litrede 1 gram serbest karbondioksit bulunurken Gazlıgöl’de bu rakam 2,64 ‘tür. Gazlıgöl’le ilgili bu tahlili yapan Avrupa’da yayınlayan Dr. Arnold Scheller şunları da belirtmekten kaçınmaz.
‘’Dünyadaki benzerleri arasında Gazlıgöl’ün en iyilerinden biri olduğunu birkaç defa söylemiştim. Şu noktayı özellikle belirtmeliyim ki hamamı, gelişi güzel seçilen kür banyolarını mukayese etmiyorum. İçinde taşıdığı kimyasal maddeler açısından, Gazlıgöl Avrupa’dakilerin hepsini çok geride bırakmaktadır.’’ 13
Dünyaca ünlü Kızılay Madensuyu ‘nun yanı başında yer alan Gazlıgöl Kaplıcaları sıcak su içmesinin yanında tamamen doğal, açık madensuyu çeşmesiyle de şifa veriyor.
Yeri gelmişken Afyonkarahisar’ın yetiştirdiği şairlerden Osman Çizmeciler’in Gazlıgöl için yazdığı bir şiiri de burada aktaralım.
SU NAME
Hiçbir derdin yoksa bile, Romatizma,ağrı,sızı
Yönel şöyle bizim ile, Eritmesin azap sizi,
Ünü var dilden dile, Ovdurmasın kolu,dizi
Çık gel dostum Gazlıgöl’e. Çık gel dostum Gazlıgöl’e
***
Ne demişti pir Mevlana, Var yüzlerce kaplıcalar,
Her ne isen koş gel bana, Amma dertli şifa arar
Aynı sözü tıptan yana, Safa değil ,şifası var,
Söyler,gel,gör Gazlıgöl’e Çık gel dostum Gazlıgöl’e
***
İç iltihap,çıban ,yara Kalma öyle pek bigane,
Dayanamaz bu sulara, Şifa haktan ,su bahane
Hiç düşünme kara kara, Yeryüzünde iki tane,
Çık gel dostum Gazlıgöl’e Çık gel dostum Gazlıgöl’e
***
Taşın kumun varsa eğer, Hak sevgisi,Tanrı işi,
Mide,böbrek,karaciğer, Gazlıgöl’ün bir de eşi,
Kurtulursun birer,birer, Fransa’da adı ‘’Vişi’’
Dersin dünya varmış meğer. Çık gel dostum Gazlıgöl’e
***
Bu kıymetli su,gür değil,
Kıymet,Az’a eder meyil,
Bu kanundur ,bir sır değil
Çık gel dostum Gazlıgöl’e
Osman ÇİZMECİLER
DİPNOTLAR
1- Eskişehir Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10/06/1996 tarihli kararı
2- Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Dosya No:223 Gömlek No:6 Hicri 1312 ( 1896)
3- Aygen M.Sadettin.Afyonkarahisar Kaplıcaları Ve Maden Suları sh.39 Türkeli Yy.1979
4- BOA. Dosya No:2269 Gömlek No:79 Hicri 1317 ( 1901)
5- Mehmet Ziya Efendi Bursa’dan Konya’ya.Bursa İl Özel İdaresi Yayını 2009
6- BOA.Dosya No:759 Gömlek No:17 Hicri 1321 ( 1906)
7 - BOA.Dosya No:55 Gömlek No:15 Hicri 1336 ( 1920)
8- BOA.Dosya No: 60 Gömlek No: 20 Hicri 1336 ( 1920)
9- ATABEK Ömer Fevzi.Afyonkarahisar Vilayeti Tarihçesi AKÜ Yayınları Afyon 1997
10- Hartman Rıchard .Im Neuen Anatolıen ( Yeni Anadolu’da), Leipzig 1927
11- ATAY Falih Rıfkı.Bizim Akdeniz Ankara 1934
12- Atatürk Afyon’da-AYGEN M.Sadettin – GÖRKTAN Muzaffer -Türkeli Yay-Afyon 1982 shf .122
13- Dr.A.Scheller’in analizi.Türkiye Madensuları.Türk Hıfzısıhha Mecmuası shf.3 1940