İSLAM'A YAMA VURANLAR

Abone Ol


    Elbisede, brandada, duvarda bir delik olur. Bu delik yama ile örülür. Tıpkı bunun gibi İslam’ın da üzerini yamalayıp, örtüyorlar. Yani dine kaşı karşı din ihdas ediliyor. Hâlbuki İslam; solmaz, pörsümez yenidir. Asla yama kabul etmez. İslam’ı reddetmenin verimli olmadığını düşünenler İslam’a yama vuruyorlar. Kuran’ın Müminler için, “imanlarına haksızlık bulaştıranlar, dinlerini karmakarışık edenler, kelimeleri yerlerinden değiştirenler” gibi onlarca ayette ifade edilen uyarıların telafisi bu yamaları sökmekle mümkün olur.

 

    Bu yamalama faaliyeti kesintisiz dört halifeden beri devam ediyor. Biz bu zincirin halka ya da halka gruplarını ilk defa burada maddeler halinde sayacağız. Her bir halka hakkında birkaç cümle yazmamız, anlatmamız anlamına gelmiyor. Fırsat buldukça geriye dönüp bu halkaların her birisini makale hacminde işleyeceğiz. Esasen her halkayı açık eden yüzlerce makale ve kitap olması lazım; yok. Din, haslet değil de meslek olursa tabii ki bu kitaplar olmaz; dinden ve devletten geçinmek öne çıkar.

 

    İslam’a yama vuranlar:

 

    Gelenek, Tasavvuf, Tarikat, Felsefe, (“Kelam, felsefe, tasavvuf” sarmalı birbirine yataklık ediyor.) Felsefe: Antik Yunan kılavuzu, bilgi sistemi ve ideolojisidir. Sanayi devrimleri ile birlikte kültür, ideoloji, muhafazakârlık gibi onlarca kavram ve batı medeniyeti inşa kavramları ekleniyor. Teslis, inşa kavramları ve türevleri üç grup olup, bu grupların halka adedi (kavramı) 80 kadardır ve tamamı Joker Kavramlar adlı çalışmamızda zikredilmiştir. Grupların halkalarındaki maddeleri eklediğimizde, başlangıçtan günümüze İslam’a yaklaşık yüz kadar yama vuruluyor. Sadece ‘kültür’ yaması Türkçenin ve tevhit inancının üzerini çizmeye yetiyor. Buna 99 halka ve Unesco gibi dünya sisteminin onlarca acentesi de eklenince, günümüzde Müslümanların neden yedi düvelin dilini ve yaşama biçimini taklit ettikleri, “mağluplar galipleri taklit eder” sözüne neden muhatap oldukları daha iyi anlaşılır. Bu yüz yamaya içerden ve dışarıdan  (gelişme-ilerleme-kalkınma; Osmanlıcılık- İslamcılık-Türkçülük gibi) onlarca ‘teslis ve tasnif grubu’ ekleniyor. Her bir teslis, tasnif ve tanım grubu, İslam’ın önünde devasa bir dalgakıran, “İslam’ın her yerini örten” bir yama olarak duruyor. Yama adedine yüzlerce diyeceğiz. Bunun içinden çıkılır mı? Kesinlikle çok kolay; yeter ki inandığımıza sadakatimiz olsun.

 

   İslam’ı arabaya benzetelim: Halk ön cama geleneğe ilişkin hurafeler yapıştırdı. “Gelenekler ihanetleri örtbas eder.” Düğündeki topluluğa gelin hanımın oynaması da gelenek; bu birkaç kişiye gizli yapılsa ihanet kabul edilir. Geleneğin yüz tane yüzü var. Öbürü, yan cama tasavvufi İslam tabelasını astı. Öbürü, şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır sözünü yan aynalara astı. Diğeri dış tavana felsefi İslam yazdı. Bir başkası tekerlere kültürel İslam, kültürel değerler yazdı. Diğeri ön tampona, İslam ideolojidir, devrimci İslam yazdı. Öbürü arka cama Muhafazakâr Müslüman, Demokrat Müslüman yazdı. Öbürü, Allah’ın verdiği değer ve hakları unuttu; kadın hakları, evrensel değerler tabelasını öbür cama astı. Diğeri arka tampona İslam rönesansı yazdı. Kemalist İslam, folk İslam, İstanbul İslamcısı gibi daha yüzlerce yama İslam’a vuruldu. Böylece çoklu İslam algısı oluştu; herkes İslam adına kendi aşiretini kurdu. Bunların kökünü kesecek, türemesine mani olacak reçete çalışmamızda vardır.1400 yıldır yapılan gerçek algı operasyonu, yalan mekanizması budur. Nice örgütler, fraksiyonlar bu mekanizmanın ürünüdür. Bugün sıhhatli Müslüman olmak; hiç yoktan, sıfırdan Müslüman olmak kadar zordur. O halkalardan birisi bile insanı düşünce ishali yapar.

 

    İslam bir bardak su kadar şeffaf idi; yamalama erbabı, dini, ahlakı, hukuku, ilmi bulandırdı. Bulanıklık, zihinlerde ve itiraz etmeyenlerde… Bazıları sahiplenme, bazıları da silip süpürme anlamında yama vuruyor; aynı kapıya çıkıyor. Gelecek yazımızda, kültürel değerler, felsefi İslam yamalarının, dilbilgisi kuralları ile nasıl müfsit ifade olduklarını izah edeceğiz. Bu izahlar domino etkisi yapacak ve diğer bütün yamalar dökülecek. Bu yamalar açılıp, atılmadıkça, İslam’ın yüzünü kimse göremez. Fukuyama, “İslam reform geçirmeli” diyor; yerli acenteler bunu yapıyor.