İsmet Özel'in çıkmaz sokağı...

Abone Ol



     İsmet Özel 1960’dan itibaren sağın ve solun tavan yaptığı yıllarda varlık gösterdi. Sağ ve sol, 12 Eylülde aynı hücrede buluşmadan önce, 1970’li yılların ortalarında kendini Müslüman dünya görüşü ile temellendirdi. Kimselerin düzgün cümle kuramadığı yıllarda iki kelimeyi bir araya getirmesinden dolayı öne çıktı. Cümle kurmak başka, doğru düşünebilmek daha başkadır… Şairin iyi niyetinden hiç şüphe yok! Çıkmaz sokağından bahsedeceğiz.    

    En son Milli Gazete’den tövbeler ederek uzaklaştı. İstiklal marşı derneğini kurdu. Esas asmak istediği tabelayı asamadı. Ama Sezai Karakoç astı. Ancak İsmet Özel komşu kızın Karacaoğlanı değildir; şairdir/yazardır. Nuriye Akman’la yaptığı söyleşide “Yaptığım bütün işlere bakınca bunu ancak bir ‘dahi’ başarabilir diyorum” dedi.

    “İslami Hareketin Neresindeyiz”  yazısına; “İslami hareket falan yok; sabah uyanıp terlik, lavabo arayan misali, belki ‘İslami uyanış’ var. ‘Hareket’, fiili bir durumdur; öyle bir durum yok” mealinde cevap verdim.  (İktibas, Kasım-1992. İslami Hareket mi? Anlaşılmadı)

    Yıllarca yazdığı Milli Gazetenin başköşesinde elan yer alan, ısrarlara rağmen Kuran/Ayet/Sure no’su yazılmayan, slogan olarak kullanılan “hak geldi, batıl zail oldu” ayetinin slogan olarak kullanılmasına neden ses çıkarmadı? Göremedi… TİP’in, “kula kulluk yetsin artık” sloganına; “bu sosyalist bir slogan değil; İslami bir slogandır” dedi. İslam’da asla slogan yoktur; slogan ideolojik kavramdır. Slogan ideolojilerin makyajıdır. Duvar/kamyon yazısıdır…  Adam, “tek yol devrim” dedi; öbürü bunu çaldı; “tek yol İslam” dedi. İslam’ı duvar yazıları ile yarıştırmak buna denir. Karşıtına dönmek (kendi dilinden uzaklaşmak) budur işte…

    İsmet Özel; “Bir tane kültür var; o da İslam” dedi. Kültür, joker ve en ağır itham altındaki kavramdır. İslam, kültür değil; vahiy mahsulü hak dinin Allah tarafından tanımlanan adıdır. Daha neler diyor? Siyasi bir yapıyı eleştirmek için İslam’a yama vuran “Siyasal İslam” kavramını kullanıyor. O yapının bir adı var; adını söyle! Neden içimizdeki Frenkler gibi tevhidi kavrama yama vuruyorsun? Tevhidi kavrama yama vurmanın hükmünü biliyor musun?  “Türk olmak kavramı” diyor. Türk, kavram değil; isimdir. Edebiyatta, düşüncede, isim ile kavramı karıştırmak, şap ile şekeri, hakikat ile yalanı karıştırmaktan daha beterdir.

   Waldo’da, “şairlerle savaşa giriyorum” dedi. Şiir istikamet çizemez. Kavramlarla savaşa girseydi; giremediği için elde var Pirus zaferi… Çelimli Çalım’da Beşiktaş’ı, besmelesi düdük olan futbolu kapak yaptı… Sen sanırsın İslam ile Türk ismini yarıştırıyor. Türk dâhil, hiçbir ırk, şube, kabile; kimlik temellendirmesi değildir. Kişi dini üzere anılır; kavmi üzere değil. Şube ve kabileler Allah’ın ayetlerindendir; tanışıp bilişmek için.

    Bir ‘dahi’, ayeti slogandan ayıramıyorsa, İslam adına kıpırtı yokken İslami hareketten bahsediyorsa, birisinin ağzındaki sloganı kapıp İslam adına sahipleniyorsa, isimle kavramı karıştırıyorsa, tevhidi kavrama yama vuran kavramlardan sakınmıyorsa, dahi böyle ise; din, kalem, kariyer, unvan ehlinin durumunu siz düşünün! İsmet Özel’in çıkmaz sokağı, kavramları bilmeyişidir. Ama bu sadece onun değil; herkesin çıkmaz sokağıdır. Neden O’nun özerinden anlattık? Önemli konular mezradaki Murtaza’nın değil; merkezdeki Mustafa’nın üzerinden anlatılır. Eksiğini üzerine alınmamaktan daha büyük felaket yoktur.