Para için her şey mübah!..

Abone Ol

Gün geçmiyor ki güzel ülkemde olumsuzlukların, skandalların ardı kesilmesin. Sağlık sektöründen pis kokular geliyordu, para için yapılan türlü atraksiyonlar kamuoyunun malumuydu. İşini doğru ve dürüst yapan doktorlarımızı, sağlık personelimizi tenzih ederek belirtiyorum, en basitinden daha çok para kazanmak için ilaç mümessili olan reprezantlarla işbirliği yapan doktorlar, sadece basit baş ağrısı veya hafif bir rahatsızlık için giden hastalardan her türlü tahlili, MR ı, tomografiyi vb.. görüntülemeleri isteyen özel hastaneler, böyle hastalara tedavi sonrası bir iki ilaç yazıp gönderen doktorlarla çalışmak istemeyen özel hastane yönetimleri, bunlar ülkemizin gerçeği maalesef..

Bu bahsettiklerimiz en hafifleri, para için hastaların sağlıklarıyla oynayanlar, ölüme gönderenler, kasti olarak yanlış teşhis koyanlar, öldükten sonra EX oldu diye gülüp geçenler, selfie çekenler, daha neler neleer..

En son Yenidoğan Çetesi ile vahşetin boyutu ortaya çıktı. SGK dan günde 8 bin lira daha fazla para almak için ölüme gönderilen çocuklarımız, bebeklerimiz..

Çete reisi Fırat Sarı 1998'de PKK üyeliğinden 12 yıl ceza almış. Topluma kazandırma yasasıyla ceza 2 yıla düşmüş, çıkmış ve doktorluğa dönmüş!!!!  Dönmesi ile birlikte, yeni doğan bebekleri öldüren çetenin lideri olmuş. Çete üyelerinin sayısının 300 civarında olduğundan bahsediliyor. Çocuk öldüren PKK üyesi, sempatizanı topluma kazandırılamaz. Benim düşünceme göre böyle bir yasa da yanlıştır, terör örgütü üyelerini topluma kazandırma amaçlı uygulamak da yanlıştır. Bildiğime göre bu yasa uzun zamandır da uygulanmıyor.

Bu pervasız, Allah’tan korkmaz kuldan utanmazlar, devletin savcısını dahi makamında tehdit etmekten geri durmuyor. Bu çeteyi ortaya çıkaran, tehditlere boyun eğmeyen kahraman savcımızı tebrik ediyor, görevinde muvaffakiyetler diliyorum.

Para için 12 bebeğin ölümüne neden olan ve makamında savcıyı tehdit eden "Yenidoğan Bebek Çetesinin" kan donduran diyalogları da ortaya çıktı, ibret-i alem için bu yazımda kısa bir bölümüne yer vereyim:

-Hasan G.: "Mehtap çocuğu öldür, 50 satürasyonlu çocuk mu olur?"

-Hemşire Mehtap S.: Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani.

-Hakan Doğukan T.: Sevk olacak hastayla ilgili bilgi var mı?

-Hasan G.: Kanka ben onu halledeceğim. Bugün bizim para yatsın en azından onu bir kurtaralım. Ondan sonra aile ile ameliyat için konuşacağım. 150 bin fiyat çekeceğim. Uygun mu?

-Doğukan T.: Tamam ama hasta çok dayanmaz haberin olsun akciğerleri boydan boya kapanmış.

-Hasan G.: O çocuk ölecek rüyamda gördüm.

-Doğukan T.: Satürasyonu ona kadar düşmüş yani çok dayanmaz sevkini hızlıca yapmamız lazım ölürse başımıza da sıkıntı olacak.

-Hasan G.: Doğukan sen çocuğu bugün yaşat tamam mı? Gidip babayla anayla görüşeceğim bugün parayı alacağım. Bugün bir alem yaparız o parayı bir kurtarayım.

Çocukları öldürerek, onlardan kazandıkları gayri meşru paralarla alem yapan sözde sağlıkçılar ve işbirlikçileri, Allah sizin ve sizin gibilerin belasını versin.

Bu ‘’Yenidoğan Bebek Çetesi’’ nin buz dağının görünen kısmı olduğunu düşünüyorum, işin üzerine gidilince daha neler çıkacak ortaya göreceğiz. Zannımca, kamuda en büyük yolsuzluklar ve suiistimaller, sağlık sektöründe özelinde de özel hastanelerde yapılıyor diye düşünüyorum.

Özel hastanelerin, kliniklerin.. denetimlerinin daha sık yapılması, suistimallere karşı yaptırımların ağırlaştırılması, çete, örgüt gibi.. mevzuların üzerine gidilmesi ve bebek katilleri için en ağır yaptırımların uygulanması şu andaki beklentimiz kamuoyu olarak..

Lokman ÖZKUL

Eğitimci-Yazar

lokmanozkul@gmail.com