Sahi
“Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!” e.e. cummings*.Kendimiz olmak içimizden geldiği gibi sahici davranmaktır. Evet. Bununla birlikte “ben doğalım” sözünün arkasına sığınarak kabalık, nezaketsizlik, ahlak dışı davranmak değildir. İçimden geldi manavdan elma çaldım demek değildir. Nezaket, görgü (eskilerin adab-ı muaşeret adını verdikleri toplumsal davranış kalıpları) toplum hayatının trafik kuralları gibidir. Uyulmadığında kazalar, incinmeler, küsmeler, tartışmalar, kavgalar yaşanması muhtemeldir. Nezaket özünde merhametten kaynaklanır. Merhamet kulağımıza şöyle fısıldar; “hiç kimse kusursuz değildir”. Ve böylece merhamet hoşgörüye kapı aralar. “Merhamet ahlakın temelidir” (Schopenhauer). Üstelik nezaket ve görgü bedavadır.
Yunus der ki;
“Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaratılanı hoş gördük
Yaratandan ötürü”
“Dünya birbirimize gösterdiğimiz ihtimamla biraz daha güzelleşir” muhakkak (Kemal Sayar).
“Benzerlikler güzeldir, farklılıklar ise özel” (Egemen P.) . Temel ihtiyaçlarımız birbirinin aynıdır. Örneğin; yiyeceklere ihtiyaç duyarız (benzerlikler güzeldir) hepimiz farklı damak tatlarına sahibiz, bu yüzden Türkiyemizde çok zengin bir mutfak kültürümüz var (farklılıklar özeldir). Sözün özü, benzerliklerimiz güzeldir bizi birbirimize yakınlaştırır, tanıştırır, barıştırır, kaynaştırır; farklılıklarımız ise baharatlar gibidir hayatımızı zenginleştirir ve lezzetlendirir.
*Edward Estlin Cummings, E. E. Cummings ismini kullanan Amerikalı şair, ressam, deneme ve oyun yazarı.