Bakma sen, sonbaharın nazlı Eylül’üne,
Aldanma sakın o soluk, sarı benzine,
Sabır olur, sükût olur, şiir olur mevsimlerin içinde,
Emek olur, aşk olur, göçen kuş olur göklerde.
Doyma sen sonbaharın edalı Eylül’üne,
Bağbozumu yalnızlıklarına, bir yaz adarım yine,
Bırak dökülsün hüzünlerin yaprakların üstüne,
Düşsün; ister kırgın, ister yorgun, ister acizliğine…
Şaşma sen sonbaharın bereketli Eylül’üne,
Kur hayallerini, ara yağmurlarının izlerinde,
Üşenme, mutluluklarını tek tek topla ellerinle,
Bir demet yap, çocuk gülüşlerinden yedi renkle…
Kızma sen sonbaharın durgun Eylül’üne,
Haydi, tut yakasından yaşamın, yapış ümitlerine,
Güz rüzgârında savrulsun elem keder, öylesine,
Meydan oku! Hazanlara kışlara, yaşamın serinliğine,
Alabildiğince… Olabildiğince…
Sorma sen sonbaharın çekip giden Eylül'üne,
Vefasızlığını, hayırsızlığını vurup durma yüzüne,
Merak etme "gelirim" dediyse gelecek yine,
Yürekten inan sonbaharın gözü yaşlı Eylül'üne...
Mürşide OKLU AYHAN