Uzun süredir, ilimizde tanılanmış üstün ve özel yetenekli çocuklarımıza hizmet veren kurumda çalışmam itibariyle sistemin içindeyim.
2014 yılında İstanbul Üniversitesinde doktora öğrencisi olan Emine Hızlı’nın イア. 5zel Eğitim Kongresinde bildiri olarak sunduğu, daha sonrasında , Journal of Gifted Education Research / Üstün Yetenekliler Eğitimi Araştırmaları Dergisinde makale olarak yayınladığı “Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Eğitiminin İncelenmesi İsrail Sistemi” başlıklı çalışmasını okuduğumda, yıllardır bu sistemin içinde birisi olarak ülkemizde uygulanan BİLSEM modelinin ne kadar doğru olduğu daha iyi anladım.
"Neden İsrail Modeli" diye soracak olursanız, Dünya'da üstün ve özel yetenekli bireylerin eğitiminde İsrail başarılı ve örnek uygulamaları olan, bu alanda çalışmalara ilk başlayan ülkelerden birisi... Olarak biliniyor...
Dolayısıyla; hem İsraili modelini ele alan bu makaleyi, hem de ülkemizde üstün ve özel yetenekli bireylerin eğitiminde uygulanan BİLSEM modelini karşılaştırarak değerlendirmeye çalışacağım, kısa cümleler halinde; çünkü uzun ve yorucu cümlelerin çok da fazla okunup akılda kalamayacağı ön yargısıyla…
Üstün yetenekli çocukların tanılanması…
İsrail’de tanılama okul öncesi dönemde başlamaktadır. Okulöncesi öğretmenlerinin gözlemleri, öğrenci hakkında doldurdukları ölçekler önemlidir. Aile, öğrenciler ve öğretmenlerin doldurdukları ölçekler, başarı testleri, okul notları, zeka testleri, motivasyon ölçen araçlar ve yaratıcılığı değerlendiren araçlar tanılamada kullanılır.
Ülkemizde, tanılama 1. Sınıftan başlıyor. İlkokul 1-2-3. Sınıf, bazen 4. Sınıflar da ekleniyor sınıf öğretmenlerinin gözlem ve formları doğrultusunda sistemden, hem tanılama için, bunun sonucunda BİLSEM öğrencisi olabilmeleri için aday gösteriliyor.
1.Aşama, Başlangıç Taraması; %15’lik dilimin belirlenmesi. Okullarda her yıl belirli dönemlerde uygulanan testlerle bu dilim belirlenir. Ülkemizde de böyle bir sistem olabilir. Şu an uygulamada, Yüzde 25’lik bir kota öğretmenlerin gözlemleriyle belirleniyor ve aday gösteriliyor.
2.Aşama Tanılamada, alanında uzman test uzmanları tarafından geliştirilen zeka testi okuldan sonra önce 20 kişilik gruplarla uygulayıcı tarafından uygulanır. Bizde bu, 1. Aşama olarak “grup testi” dediğimiz ya test ile ya da tablet üzerinden uygulanır ve ilk Yüzde 10’luk dilim belirlenir.
3.Aşama ise, yüzde 1-2’lik dilimin belirlenmesi… Yüzde 1-2’lik dilim, yani BİLSEM sistemine dahil olacak çocuklar, İsrail’de toplu grup testleri ile, Türkiye’de ise yüzde 10’luk dilime girenlerin tekrar, yeterliliği olan testörlerin uyguladığı bireysel testlerle belirlenir.
Türkiye’de sistem içine öğrenci seçilirken, Genel Yetenek, Görsel Sanatlar ve Müzik alanları uygulamaları birlikte yürütülür. Genel zihinsel yetenek uygulamalarını Rehberlik Araştırma Merkezleri, Görsel Sanatlar ve Müzik uygulamalarını ise illerde oluşturulan komisyonlar yürütür.
İsrail’de %1-2’lik dilime girmeyi başaran çocuklar, Pull-out programlarına, haftada bir gün zenginleştirilmiş eğitim okuluna veya üzten yetenekliler için açılmış özel sınıflara yönlendirirler. Program yöneticisi ile özel mülakat sonucu özel sınıflara alınırlar.
Türkiye’deki sistemde de hem özel eğitim sınıfları, hem de ayrı bir üstün yetenekliler okulu olarak BİLSEM’leri görüyoruz. Fark, BİLSEM’lere çocuklar haftada bir gün değil kendi okullarının ders programı etkilenmeyecek şekilde akşam ya da hafta sonu geliyor olmaları. Çocukların özel ve ilgileri olduğu alanlara yönlendirilme olayı BİLSEM’ler de uygulanıyor.
- Bu arada önemli bir ara not ekleyeyim… Biz de, Türkiye genelinde Afyonkarahisar Dumlupınar BİLSEM olarak bu alanda sistemleşmeyi ve kurumsallaşmayı başaran, ürünler ve projeler ortaya koyan kurumlardan birisiyiz. -
Burada göze çarpan önemli bir durum var…
Üstün özel yeteneklilerin eğitiminde dünyada öncü ve örnek bir sistemi olan İsrail’in oturmuş bir tanılama sisteminin olduğu… Türkiye’de bu yönde sistematik ve ulusal bir tanılama sistemi için çalışıyor ama şu ana kadar net bir sonuç ortaya çıkarılamadı. Maalesef, üstün ve özel yetenekli çocuklarımızın tanılanması sisteminde her yıl değişikliklere gidiliyor ve bu da olumsuz sonuçlara yol açıyor.
Ülkemizde, üstün ve özel yetenekli çocukların eğitimi alanında irade, yönetmelik, müfredat, öğretmen, bina, donanım gibi sorunların büyük oranda aşıldığını görmek umut veriyor. Ancak, belirtmeden geçemeyeceğim, şu an için, ülkemizde bu alanda gördüğüm en önemli sorun “tanılama” gibi duruyor.
Bir sonraki yazımızda, fırsat bulduğum takdirde İsrail’de ve ülkemizde uygulanan eğitim sistemini, bu alanla ilgili müfredat ve içerik çalışmalarını, eğitim prensiplerini, öğretmen eğitimlerini, tartışmaları ve çözüm önerilerini yazmaya çalışacağım.
İDRİS ÖZEK
idrisozek@gmail.com