Yerli İdeolojiler: Milliyetçi, Nurcu vs.

Abone Ol

   

    İdeoloji Çeşitleri:  a.Yabancı/ithal ideolojiler: Sosyalizm, Faşizm, Liberalizm, deizm, hanedan vs. b. Cinsiyetsiz ideolojiler: lgbt vs. c. Resmi İdeolojiler: Demokrasi türleri, Muhafazakârlık vs. d. Yerli İdeolojiler… Yerli ideolojiler, diğer adı ile “coğrafi işaretli ideolojiler” nelerdir?

   Yerli İdeolojiler: Milliyetçi, Nurcu, Akıncı, Süleymancı, Işıkçı, Partici, Mücadeleci, Milli Görüşçü, Tarikatçı, müfsit kavram hâşâ İslamcı ve diğerleri. On tane zikrettik. Bu tanımları ideoloji kılan sebep nedir? Bu tanımlar Allah’tan menkul değildir. Bir tanım Allah’tan menkul ise İslami kavramdır. Kullardan menkul ise ideolojik kavramdır. Yerli ideolojilere Kurandan sünnetten bir referans bulamazsınız. Allah “ben size ve sizden öncekilere Müslümanlar adını verdim” (Hac-78) diyor. Allah hâşâ “ben size Milliyetçiler, Nurcular, Akıncılar vs. adlarını verdim” demiyor. İslam tevhit (birlik) inancıdır. İki asırdır Müslümanlar tevhid inancını bilmedikleri için gruplara ayrıldılar. Bunların birbirine “yeşil komünist” bile dediği tarihe kazındı. İki asırdır aralarında itişip-kakışıp, vuruşuyorlar. İslam düşmanlarının istediği de bu! ‘İlah’ ve hiçbir kavram bilinmediği için Türkiye iki asırdır teslis inançlarına teslim oldu. İlk teslis inancı; Osmanlıcılık, (hâşâ) İslamcılık-Türkçülük; son teslis inancı 3H: “Hizmet-Himmet-Hoşgörü” teslisi. Bütün ideolojiler sefil kavramlardan türedi. Mesela vatan sevgisi milliyetçilikten değil; “vatan sevgisi imandandır.” İmandan gayrisi yalandır.

    Bu on grup kendi aralarında bile birçok gruplara ayrılmış vaziyetteler. Ayrılmasalar da zerre kıymeti yok. Bölünme sebepleri, İslam’ı ideoloji seviyesine indirdiler. İdeolojiler mutasyona uğrayan, bölünen batıl inançlardır. Revize edilirler, bölünürler, kapışırlar, telef olurlar. İslam’ın emrettiği tanım değiştirildiği zaman, İslam’ın tamamı değiştirilmiş demektir.

    İdeoloji Nedir? Bilerek- bilmeyerek Kuran’ın tanımı dışında İslam’a rağmen tanım uydurmaktır. Yerli-yabancı, ideolojilerin yaptığı budur. Reddedilmesi İslami tehdit içermeyen her görüş, her kimlik tanımı ideolojidir. Tanım ideolojik ise içeriğinin İslam olması imkânsızdır. Çünkü sadece ideolojik tanımları yüzünden değil; bütün sefil kavramlar yüzünden bu gruplar ideolojik bir zemin üzerindeler. İdeolojiler ya siyasi bir yapı üzerinden varlık gösterirler; ya da siyasi bir yapının aparatı durumundadırlar. Bir seçimde kapısı çalınmayan ideolojik grup yoktur. Bütün ideolojiler, iktidara geldikleri zaman “resmi ideoloji” olurlar. Demokrasilerde makamınız yükseldikçe sadakatiniz artar. Demokrasi: Sodom-Gomore- Bizans-Roma-Atina patentlidir. Demokrasi, bütün ideolojilerin çatı adı, paltosu, saklama kabı, makyajı, maskesi, manivelasıdır. Yeryüzündeki bütün kütüphaneleri okusanız bu doğru tanımları bulamazsınız. Şerif Mardin, Andrew Heywood ve herkesin; yazdıkları kitaplarda ideolojinin tanımı bile yok. Kavramları bilmeyenler düşünce engellidir.  

     “Kavram, ıstılah, tanım ve tasnif” pozisyonunda olan bir kelime veya kelime grubu kesinlikle din tayin eder. Tanım ve tasnif ne üzerinden ise din onun üzerinden oluşur. Böyle olmasaydı Allah kendi tanımlarını (Hac-78) emretmezdi. Hayreddin Karaman müfsit kavram İslamcıya sahip çıktı ve “her Müslüman İslamcı olmak mecburiyetindedir” (30.08.2024) dedi. Sen İslamcı olursan öbürünün Nurcu, Mücadeleci, Ülkücü, Süleymancı, solcu, akşamcı olma hakkı (!) doğar. Şucu-bucu veya İslamcı oldun öyle mi?  “İslami kavramalar yama-takas-vekâlet kabul etmezler.” ‘Eder!’ diyen, Allah’ın emrini/ayetini askıya almıştır. “Allah hakkı kelimeleri ile gerçekleştirir.” (Yunus-82) Sen de ideoloji ile gerçekleştiriyorsun öyle mi? Necip Fazıl, İslam’ın ideoloji, Allah’ın ideolog olmadığını bilseydi, yazdığı İslami metne “ideoloji-ideolojya- örgüsü” demezdi.  İthal ve yerli ideolojiler; hem kendi aralarında hem de karşılıklı (sağ-sol) vuruşarak, 12 Eylülde istisnasız hepsi okudukları takozların/kitapların altında kaldılar. Yabancı ve yerli ideolojilerin hala var olması;1960-70-80, 15 Temmuz,1923-2024’ün yani tarihin tekerrürüdür. Buna bir de demokratik iktidar dilenciliği, kıtlık, kuraklık, sel, deprem, yabancı/savaş firarilerinin istilasını düşünün! Düşünemeyenlerin düşüşü böyle olur. Allah’ın emri açık. Hem yerli-yabancı ideolojilere, hem de Allah’ın tanımına itibar etmek, ayetlere muhalefet etmektir. İdeolojiler, İslami kimlik tanımı değildir. Allah’ın tanımı dışındaki bütün tanımların üzeri çizilmedikçe; secdeye gitmenin, kelime-i şahadet getirmenin manası var mı?