Fizyoterapistler, sağlık alanında önemli bir meslek grubu olup, yaralanma, engel, hastalık veya yaşlanma gibi nedenlerle fonksiyon bozukluğu ve ağrı yaşayan kişilere tedavi ve rehabilitasyon sağlamak üzere eğitim alan sağlık çalışanlarıdır. Fizyoterapist olabilmek için üniversitelerin 4 yıllık Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümlerinden mezun olmak gerekmektedir.

Fizyoterapistler, insanlarda kısıtlanmış fiziksel fonksiyonları iyileştirerek vücudun tam ve sağlıklı bir şekilde yaşamını devam ettirmesini sağlamak üzere çalışan sağlık uzmanlarıdır. Çeşitli fıtıkların tedavisi, ağrıların giderilmesi, uzuvlarda kırık vb. durumlarda hızlı ve kalıcı iyileşme sağlama, kas ve eklem sağlığının korunması gibi birçok sağlık probleminin güvenli şekilde giderilmesine için çalışırlar.

Mutlu bir hayatin anahtarı sağlıklı bir vücuttur ve Fizyoterapistler bu mutlu hayata açılan kapılan en önemli anahtarlarıdır.

Fizyoterapistler hem kamuda hem de özel sektörde çalışma imkanına sahiptirler. Kamuda çalışmak isteyenler, KPSS'ye girerek atama beklemeleri gerekmektedir. Özel sektörde ise, hastane, klinik, spor merkezi, huzurevi gibi kurumlarda istihdam edilebilirler. Ayrıca, fizyoterapistler kendi danışmanlıkmerkezlerini de açabilirler. Ancak fizyoterapistler açtıkları bu danışmanlık merkezlerinde asıl görevleri olan fizyoterapi hizmeti sunamıyorlar. Bunun en büyük sebebi ise kendi meslek yasalarının olmayışı ve diğer sağlık yönetmeliklerinin koyduğu engeller.

Hal böyle iken fizyoterapiye ihtiyacı olan bireyler hastanelerde fizyoterapi randevusu almak istediklerinde çok uzun zamanlar sıra beklemek durumunda kalabilmektedirler. Ancak fizyoterapiye ihtiyacı olan insanların bu terapilere en kısa sürede ulaşamamalarıbazen kişilerde kalıcı problemlereyol açabilmektedir. Fizyoterapi hizmetine kısa sürede ulaşmak yaşam kalitesi açısından hayati durumda olabilmektedir.

Maalesef ülkemizde son zamanlarda ise durum öyle bir hal almış ki, özelfizyoterapi danışmanlık merkezi açmak isteyen fizyoterapistlere, sadece hastanede çalışan fizyoterapistler tanısı konmuş kişilere doktor gözetiminde egzersiz yaptırabilir, fizyoterapistler özel işyeri açarak danışan kabul edemez, tedavi yapamaz, sadece sağlıklı bireylere egzersiz yaptırabilir denilmektedir. Bu durumda bu güzide mesleğe gönül vermiş fizyoterapistler aldıkları eğitimi neden aldıklarını sorgulamaktadırlar. Çünkü sağlıklı bireylere egzersiz danışmanlığı artık masaj vb. sertifikaya sahip olankişilerin yapabildiği bir eylem halindedir. Burada sorulan soru, işinin ehli, eğitimini almış ve fizyoterapist olmaya hak kazanmış bu insanların neden mesleklerinin gereklerini yapamadıkları, neden insanların kaçak göçek merdiven altı eğitimsiz insanlara gitmeye mahkum bırakıldığıdır. Ülkemizde kime sorarsanız sorun, şu anda birçok merdiven altı uygulamalar yapan, diplomasız, hiçbir anatomi bilgisi olmadan,insanlara müdahale eden ve engelli bırakma riski oldukça fazla olan yerlerle dolmuş durumda. İkinci sorulması gereken soru ise neden insanların bu tarz yerlere gittiğidir. Aslında nedeni çok basit. İnsanlar fizyoterapi almak istiyor, hastaneler sıra vermiyor veya çok uzun süreler sonraya veriyor ve fizyoterapi ihtiyacı olan insanlar da çare aramaya başlıyor. Kulaktan dolma bilgilerle maalesef yetkisiz kişilerin ellerinde buluyorlar kendilerini.

Türkiye'de fizyoterapistlik mesleği, son yıllarda yasal düzenlemelerin yapılmamış olması, yeni istihdam alanlarının oluşturulmaması, mesleki örgütlenmenin zayıflığı, fizyoterapistlerin hak ve yetkilerinin korunmaması gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunların çözümü için, fizyoterapistlerin meslek odaları, dernekler, sendikalar ve üniversiteler ile iş birliği içinde olmaları, mesleki gelişimlerini sürdürmeleri, meslektaşları ile dayanışma göstermeleri ve mesleklerini tanıtmak için çaba harcamaları gerekmektedir.

Fizyoterapistlik hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorucu bir meslektir. Fizyoterapistler, hastaların durumlarını değerlendirmek, egzersiz programlarını , uygulamak ve takip etmek, danışanlara ve yakınlarına danışmanlık yapmak, rapor hazırlamak gibi pek çok görevi yerine getirmektedirler. Bu görevleri yaparken, fizyoterapistlerin sabırlı, hoşgörülü, güler yüzlü, yardımsever, sorumluluk sahibi, dikkatli ve el becerisi yüksek kişiler olmaları beklenmektedir.

Fizyoterapistlik, toplumun sağlığına katkı sağlayan, insanlara yardım etmenin mutluluğunu yaşatan, mesleki gelişime açık, farklı çalışma alanları sunan ve ekonomik olarak tatmin edici bir meslektir. Ancak, bu mesleği yapmak isteyenlerin, karşılaşabilecekleri zorluklara ve engellere de hazırlıklı olmaları gerekir. Fizyoterapistlik mesleğinin sorunlarının çözülmesi ve mesleğin hak ettiği yere gelmesi için, fizyoterapistlerin birlik ve beraberlik içinde olmaları ve mesleklerini savunmaları şarttır.

Umuyoruz ki kısa süre içerisinde birlik beraberlik sağlanarak mesleğimiz hak ettiği yere gerekli kanun ve yönetmeliklerle birlikte ulaşacaktır.

SİNEM MELİKE KUŞ

FİZYOTERAPİST