Afyonhaber köşe yazarı, Eğitimci İlahiyatçı Yazar Lokman Özkul, Gassal Dizisini kaleme aldı. İşte o yazı...
Gassal Dizisinin en önemli repliği. Birçok bölümde defalarca duyduğumuz bu cümle Gassal Baki’nin bir nevi içinde bulunduğu paradoksu ifade ediyor.
Gassal dizisi TRT'nin Tabii platformunda yayınlanan izlenmeye değer bir dizi. İlk bölümünü YouTube platformundan seyrettim. İlgimi çekince Tabii platformuna ücretli üyelikle diğer bölümlerini de seyrettim. Kaçak yayına sıcak bakmıyorum, onun için bu ücretli platformlardan bir şey izlenecekse ücretinin verilip o şekilde izlenmesinden yanayım.
Başrol oyuncusu Ahmet Kural'ın müthiş bir performans gösterdiği bir dizi Gassal. Böyle dram içeren bir oyunculuk performansını Ahmet Kural'ın oyunculuğa ilk başladığında ATV kanalındaki Gazi dizisinde seyretmiştik. Gazi’de de çok başarılıydı Ahmet Kural. Gassal da dramın yanına biraz komedi de eklenmiş olması diziye daha ilgi çekici bir özellik veriyor.
Sadece dram içeren bir dizi günümüz dünyasında insana daha ağır geliyor onun için içine biraz komedi, espri serpiştirmek daha iyi oluyor kanımca.
Gassal yani cenaze yıkayıcı olan Baki üzerinden hareketle bu dünyanın anlam ve anlamsızlığından dem vuruyor. İnsanlar son sürat dünyaya kendilerini kaptırmış gidiyor. Yoğun bakımdan çıkmış hasta dahi Gassal kelimesine tahammül edemiyor. Birçoğu ben daha ölmeyeceğim, ben ölmek istemiyorum gibi ifadelerle dünyaya bağlılıklarını ifade ediyor. Elbette her insan ölümlüdür vakti geldiğinde bu dünyadan ebedi aleme göç edecektir. Gassal dizisinde de bu konuya sıklıkla vurgu yapılıyor.Hiç ölmeyecekmiş gibi davrananların kendilerine göre zamansız bir anda bu dünyadan göçüp gittikleri vuku buluyor.
Mesleği gereği devamlı cenaze yıkayan Baki de ‘ben ölünce beni kim yıkayacak’ diye böyle bir çelişkinin içine giriyor. Uzun arayışlar sonucu kendini yıkayacak bir kimse buluyor ama ertesi günü o da gidiyor.
Dünya bu ne zaman, kimin ne olacağı hiç belli olmaz. Baba sevgisi görmemiş olan annesini küçük yaşta kaybetmiş Gassal Baki’nin özellikle baba sevgisinden, şefkatinden mahrum yetişmesinin sonuçları Baki'nin üzerinde çok rahat görülebiliyor. Zerre kadar sorumluluk duygusu olmayan, evlat sevgisi olmayan bir babanın çocuğu üzerinde açtığı yıkımı görebiliyoruz. Baki yalnız bir insan, çevresinde çok az insan var evlenmek istiyor ama bu girişimleri de sonuç vermiyor.
İkinci sezonda bu konuda nasıl gelişmeler olacak merakla bekliyorum.Birçok kişinin yaşamış olduğu hayatın özeti Gassal Baki’nin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Kazanın asıl mağduru olan Baki'nin yapayalnız kalması, bunun yanında hiçbir şey olmayan kimselere diğer insanların abartarak yaklaşması ve onların da bunu kullanması hayatta birçok defa gördüğümüz olaylardan.
Gassal hayatın içinden bir dizi. Bu kelime insanlara her ne kadar soğuk geliyorsa da icra edilen çok önemli bir mesleğin tezahürü. İnsan hangi işi yaparsa yapsın bunu sevgiyle yapmalı en iyisini yapmaya çalışmalı. Sevgisiz büyümesine rağmen Baki’nin bu meslek sevgisi takdire şayan.
Diğer yandan yetiştirmeye çalıştığı çırağının beceriksizliği de sorgulanacak cinsten. Özellikle son bölüm beni çok etkiledi, sanki gerçekmiş gibi duygusal anlamda da sarstı. Bazı yerlerde spoiler vermiş olmamıza rağmen bu konuda spoiler vermeyeyim ve hala izlemeyenler Gassal dizisini Tabii platformundan izlesinler,son zamanlarda izlediğim en başarılı yapımlardan birisi.
Genç sanatçı Şahin Kendirci'nin müzikleri de diziye ayrı bir güzellik katmış. Özellikle dizi sonlarında Ferdi babanın parçaları dahil birçok eser cuk diye oturmuş anlamlı olmuş. Bu vesileyle ebedi aleme göç eden Ferdi Tayfur'u da rahmetle anıyorum. Şimdiden nasipse ikinci sezonu bekliyoruz yayınlandığında da bir çırpıda izlemek istiyorum, sizlere de tavsiye ederim..
Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar