Bir önceki makalemizde Mareşal ve Orgenerale yani kavram ve ıstılaha kelimenin sıralamasında yer verilmediğini, tanımlarının ise TDK ve her yerde külliyen yanlış yazıldığını yazdık. Üstüne alınan yok. Var olmanın Râbiası, 4D’dir: Din, Dil, Düşünce, Devlet. Bu dört tekerden biri çökünce hepsi çökmüştür. Bunlardan dil çöktü. Yoktu ki niye çöksün; iki asırlık çöküşü şimdi ilan ettik. Dil çöktüğü için din-düşünce- devlet; Trump’ın, Netanyahu’nun, Macron’un dili olan kültür, felsefe, tanrı, uluslar arası hukuk vs ile tanımlanıyor. Tanımlayan hükmeder. Nitekim beş’li yapı dünyaya hükmediyor. Kavramlarınız ithal ise bir diliniz olduğunu imkânsız söyleyemezsiniz. Konumuza gelelim.

       İslami düşüncenin 2. yasası:

      2. Bir kelime kavram mıdır, nedir; bu nasıl teşhis edilir? Kelimenin 4T ameliyesi: Tanım, Tasnif, Teşhis, Tasfiye… Kelime ve kavramların tanım ve tasnifini yaptık. Kavramın teşhisine gelelim.  

      Kavram nasıl teşhis edilir? Hangi kelime kavramdır? İki asırdır dünyada ilk kez hangi kelimelerin kavram olduğunu izah edeceğiz.

      “Sen kimsin; senin dinin, düşüncen, kimliğin nedir” sorusuna yani inanç anlamında “sen kimsin” sorusunun cevabı kavramdır. Kendini tanımladığın kelime kavramdır. İşte o kavram hak ya da batıl bir dinin adıdır. Kavram din tayin eder; ıstılah ayrıntı verir. Buradaki “sen kimsin” sorusu, adın nedir, nerede doğdun gibi kimlik bilgilerini sormadığı açık. Din, düşünce, kimlik anlamında sen kimsin? Muhtelif kişilerden şu cevapları alırsınız: Ben Müslüman’ım. Ben sağcıyım. Ben solcuyum. Ben kimliksizim. Ben laik, demokratik, devrimciyim. Ben liberalim. Ben Sosyalistim. Ben deistim. Ben ateistim. Ben muhafazakârım. Ben cinsiyet tanımam. Ben cumhuriyetçiyim, vs onlarca cevap verilir. İşte bu tek kelimelik, tek hamlelik cevap kavramdır. Unutmayalım, nüfus bilgilerinize/kelle sayısına taalluk eden değil; dine, kimliğe taalluk eden “sen kimsin” sorusunun cevabı kavramdır. Prof. Savaş Barkçin TRT’de, “bardaklık diye bir kavram var” dedi. Birisine sen kimsin diyeceğiz; “ben bardaklığım” diyecek. Burada bizi güldüren şey bardaklığın kavram değil, isim oluşudur. Böyle onlarca örnek ileride gelecek.

    Kavram, kişinin “efradını cami, ağyarını mani” yapan kelimedir. Sen kendini bir kelime ile ‘tanımlayacaksın’; artık biz seni başka birisine sorma gereği duymayız; işte o kelime kavramdır. Kavram sadece kişinin tanımına taalluk eder; din, vatan, ahlak, düşünce vs. bütün değer tanımları işte o kavram içinde mahallen mahfuzdur. Herkesten “mavi vatan kavramı” duydum. Mavi vatan sıfat tamlamasıdır, isimdir, kavram değildir. Dilden bir sonraki duraktır vatan. Dilini bilmeyen için vatan-millet-Sakarya bir tekerlemeden ibarettir. Türkiye’nin kâmusu, tâpusundan önce gelir.    

     Kullandığın kavramın; hangi dine, güce, ülkeye tabi olduğunu gösterir. Kültür, felsefe, tanrı, kadın/insan hakları vs diyen yedi düvele tabidir. Kavramlarda “bozacının şahidi şıracıdır” kuralı geçerli değildir. İthal kavram sahiplenenin yalancılığına, kullandığı sefil kavramlar şahitlik eder.

     Fırtınalar ne üzerinden kopuyorsa o kelime kavramdır. Kavramın ne olduğunu bilince, kendinin kim olduğunu, kimin eli kimin cebinde, kim takıyyeci kim şeffaf, kim karşıtına döndü kim kendisi; hepsini bilirsin. İman kalp ile tasdik, söz ile ikrardır. Söz üzerinden en az on ayetin ihlal edildiğini ilan ettiğime göre imanın “söz ile ikrar” şartına uyup uymadığınızı test edebilirsiniz. Kişi asli kavramlarını esas almaz ise giderayak önce zihniyet sonra cinsiyet değiştireceği kesindir. Cinsiyet reddinin ve değiştirmenin sefil kavram kullanan ülkelerde yasal hale geldiği gerçeği bu kesinliğin ispatıdır.

     Kimliğe, dine hangi kelime temel teşkil ediyorsa işte o kelime kavramdır. Hesap ne üzerinden görülüyorsa, kavga ne üzerinden veriliyorsa o kelime kavramdır. Hem tevhidi, hem İslam dışı kavramlara sahip çıkanlar çifte standarttan öte bir şeydir; oraya girmeyelim. Kendi kavramlarını iyi bilemeyen; karşı taraftan kavram çalar. Yüz yıldır hep böyle oluyor. Kavram, kelime, tanımı, tasnifi; en açık bir şekilde izah ettik. Öncü ve artçı sihirbazları teşhis etmek artık kolay! İki asırlık oyunu bozduk. Yüzlerce sefil kavramların hiçbirini “sahiplenerek kullanmıyorum.” Ama kendimi çok rahat ifade ediyorum. Yanlış kavram kullanandan daha yalancısı yoktur. Din ve beyan uyuşmazlığı kişiyi mürted yapar. Söz üzerinden her türlü sahtekârlığı açık etmek mümkündür; açık edemeyen düşünemeyendir. Bilgeler kavramlar üzerinden, cahiller kişiler üzerinden konuşur. Sefil kavramlar Türkiye’ye paraşütle geldi; ‘Müslüman’ım’ diyen varsa uçurtma ile geri gönderir. Geri göndermesi gerekenler sahip çıkıyor! İşte tuzun koktuğu, sözün bittiği yer Türkiye!   (3. Yasa’dan devam)