ŞUBAT’IN YAKIN TARİHİ
Hayrettin DURMUŞ
Soğuk kış gecelerinde eğlence olsun diye midir bilinmez sinema Şubat’ın birinde icat edildi. Dünyadaki soğuklardan üşümüş olacak ki kendisine yeni bir mekân bulmak için ilk uzay gemisi aya indi. II. Abdülhamit Han, Balkan faciasına daha fazla dayanamayıp, I.Cihan harbi başlarken öldü. Yaser Arafat Filistin Kurtuluş Örgütü’nün lideriydi artık.
Telefon 14 Şubat’ta icat edilmişti. Bu durumun Sevgililer Günüyle bir ilgisi yoktu. Graham Bell sevgilisi Alessandra Lolita Oswaldo’ya ALO demişti kısaca.
Kyoto Sözleşmesi iklimin bozulduğunun habercisiydi. Sovyetlerin desteğiyle Kuzey Kore kurulurken, Türkiye Yunanistan’la aynı gün Nato’ya girme yarışındaydı.
Menemen’in işgaliyle, Talat Aydemir’in başarısız darbe girişimi şubatın aynı gününe rastlamıştı. Çoruh’u beğenmeyip Artvin yapışımız da bu aydadır.
Körfez Savaşı Irak’ın yenilgisiyle sona ermiş, Saddam Hüseyin’e darağacı kurulacağı ta o zaman belli olmuştu.
28 Şubat 1997. Şubat mı darbecileri seviyordu, darbeciler mi Şubat’ı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki Türkiye “Darbeler dönemi kapanıyor.” denilen günlerde post modern darbe ile tanışıyor ve Milli Güvenlik Kurulu millet için sıkıntılı bir sürecin başladığını haber veriyordu. “Bin yıl sürecek” denilen muhtıra 10 yıl bile dayanamıyordu milli iradenin karşısında. Siyasi tarihe meraklı olanlar daha çok deşecektir bu konuyu. Kaderin cilvesine bakın ki 28 Şubat günü başbakanlıktan el çektirilen Necmettin Erbakan “28 Şubat’ı görmek istemiyorum.” dercesine bir başka 27 Şubat’ta dünyasını değiştiriyordu.
Dünya fokurdayan kazan gibiydi. İki büyük dünya savaşı ve sonrasında devam eden irili ufaklı harpler; kan ve gözyaşından başka bir şey vermiyordu insanlığa.
“Dünyayı kurtaracak güzellik” olan edebiyat olmasa, romanlar, hikâyeler yazılmasa, şiirle soluk alıp vermesek çekilir mi kahrı dünyanın?