TÜRKİYE AŞKININ BÖYLESİ
Hayrettin DURMUŞ
Kalbini Yunus’a bağlayan, gönlü Mevlana’da çağlayan bir Türkiye sevdalısının, İtalyan Türkolog Anna MASALA’nın ülkemizle ilgili olarak yazdığı “Türkiye’ye Aşk Mektuplarım” kitabı da aşkla okunacak eserlerden…
Sevgisini Yunus’un ilahisiyle, öfkesini Köroğlu’nun nârasıyla, tefekkürünü Mevlana’nın Mesnevisi’yle gösterebilecek kadar bizi yakından tanıyan, atasözlerimizi, manilerimizi bilen, karış karış Anadolu’nun dört bir bucağını gezen, simitçiden yoğurtçuya, şoförden gemicilere, Karadeniz türkülerinden Zeki Müren şarkılarına kadar kültürümüzle yoğrulan, bakkal ile markette neler bulunup bulunmayacağını bir çırpıda söyleyebilecek kadar bizi yakından tanıyan, yer sofrasından baharatlarımıza kadar her şeyi öğrenen ve daha da önemlisi dilimizi, güzel Türkçe’mizi ana dili gibi bilen, kendisini gerçek bir “Türk dostu” olarak tanımlarken bizim için de; “Türk insanı gerçekten gül gibi nazik, kaya gibi serttir” tespitinde bulunan İtalyan Türkolog Anna Masala’nın kitabından seçtiğim bazı cümleleri sizlerle paylaşmak isterim:
TÜRK’ÜN ARİFLİĞİ VE İRFANI
“Bir gün korkunç bir gaf yaptım. Çok güzel bir Kur’an-ı Kerim görüp ‘Kaça satıyorsunuz?’ dedim. Yaşlı adam ‘Kur’an satılmaz, hediyesi 20 lira’ dedi. Bu benim için önemli bir ders oldu. (s.4)
“Afif Yesari der ki; Bizim gençlere çok kızıyorum. Bir tanesi University of California yazılı bir T-short giymiş, elinde Coca Cola ile ‘Kahrolsun Amerika!’ diye bağırıyordu.” (s.6)
“Bütün Türklerin ortak ilgi noktasının, İspanyollar gibi, tarih olduğunu anladım. Bir gün dolmuşta babamla İtalyanca konuşurken şoför nereli olduğumuzu sorunca İtalyan olduğumuzu söyledim. Bunun üzerine şoför ‘Siz bizden Libya’yı aldınız’ dedi.” (s.9)
“Türk ninelerin çok anısı vardır. Atasözü, bilmece ve tekerlemelerin âlâsını bilirler. Bütün Türk çocukları iki okula gider. Ninenin ki ve öğretmenin ki… Bana göre dünyanın bütün ülkelerinin Türk nine ve dedelerine ihtiyacı var.”(s.13)
“Anadolu’da en fakir köyün en fakir insanı tek tavuğunu misafiri için keser.” (s.14)
“İstanbul’da bütün seferberlik türkülerini, Konya’da ilahileri öğrendim. Sağcı arkadaşlarla ‘Tuna Nehri Akmam Diyor’ u, solcu arkadaşlarla da ‘Pir Sultan Abdal’ ı söylüyorduk… Birisine kızdığım zaman ‘Benden selam olsun Bolu Beyine!’ diye haykırmak geçer içimden.” (s.29)
“İncir bana ‘Andolsun incire, zeytine ve Sina Dağı’na’ der…” (s.32)
“Sultan Mehmet ile 29 Mayıs 1453’te Bizans surlarına girmek isterdim. Ama kendimce ben de İstanbul’u fethettim bir şekilde. Bütün İstanbul benim.” (s.60)
“SEVDİĞİMİN ADI TÜRKİYE”
“Mihalıçık’ın güneyindeki çeşmesi önünde yüksek sesle Yunus ile ‘Hak’tan inen şerbeti, içtik elhamdülillah’ diye tekrarlayabilirim. Ben her zaman kalbimi Yunus’un ve Eskişehir’in kalbine bağlayan yolda yolcuyum.” (s.62)
“Hıdrellez gecesiydi. Ben de sevdiğimin adını yazıp kağıdı Tatar geleneğince Porsuk çayına attım. Kağıda yazdığım isim Türkiye’ydi.”(s.63)
“Türkler yerküreyi göğe en çok yaklaştıran, neredeyse Allah’ın katına ulaşan ve en çok hürriyetin tadını alabilen yaratıklar olarak kuşlara çok saygı duyarlar.” (s.97)
“Büyük İstanbul efendileri, Hz. Mevlana’nın son akrabaları, bana yeşil bir yaprak hediye eden Kadiri şeyhi, Eskişehir Lisesi’ndeki Tatar kızları, Anadolu’da bir otobüste uyurken üzerimi kürküyle örten hanım, Konya’da ‘Pasaportunuz İtalyan olsa da ben sizin Türk olduğunuzu biliyorum’ diyen polis memuru, benim için kırmızı beyaz kalp şeklinde yastık işleyen genç gelin… Bütün anılarımla Türkiye’de bin yıl yaşadığımı söyleyebilirim. Türklerden çok şey öğrendim. Bana çok şey verdiler. Bugün bir tek arzum var: Memleketimin ve Avrupa’nın ve hatta bütün dünya insanlarının Türkleri benim sevdiğim gibi sevmeyi öğrenmeleri.” (s.110)
Artık birçoklarımız için neredeyse nostaljik birer hatıra haline gelen önemli hasletlerimizi ne yazık ki Masala’nın hatıralarından okuyoruz. Bu kitap Avrupa dillerine çevrildi mi bilmiyorum ama eğer çevrilmemişse bu eserin Avrupa dillerinde okunmasını sağlamak Kültür bakanlığımızın boynunun borcudur. Bizden hatırlatması.
“Türkiye’ye Aşk mektuplarım” ibretle ve güzel Türkçe’siyle zevkle okunacak bir eser. Acaba biz kendi memleketimiz için aşk mektuplarımızı ne zaman yazacağız?
Anna, MASALA. Türkiye’ye Aşk Mektuplarım. Kültür Bakanlığı Yayınları. yayın Nu: 2510. İstanbul-2002 (111 sayfa)