ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ
Avrupa’nın göbeğinde bir İslam devletinin kurulduğundan ve devletin ilimde, fende, teknikte, mimaride ve birçok sahada çok ileri gitmiş olduğundan ve 8 asır yaşamış olduğundan birçoğumuzun haberi yoktur. Çünkü bu konuyu tarih kitapları ve gazeteler yazmamakta, TV’ler söylememekte, açık oturumlar düzenlenmemektedir.
711 yılında Tarık Bin Ziyad kumandasında 12.000 kişilik bir İslam ordusu, Fas'tan Septe (Cebel-i Tarık ) boğazından İspanya'ya geçti. Orada100.000 kişilik bir Haçlı ordusu ile karşılaştı.
Komutan, askerin geri dönüş umudunu kırmak için kendi gemilerinin yakılmasını emretti ve askerlerine; “Ey askerlerim. Önünüzde deniz gibi bir düşman, arkanızda düşman gibi bir deniz. Haydi, ne yapacaksınız, yapınız" dedi.
Bu söz “Gemileri yakmak” tabiri olarak günümüze kadar geldi.
Aynı kumandan; "Ya Rabbi, önüme şu ummanı (Atlas Okyanusunu) çıkarmasaydın, senin adını dünyanın öbür ucuna götürecektim" diyerek karşılaştığı zorluklardan Allah'a sığındı.
İspanya'da Endülüs Emevi devletini kurdu. Bu devlet ilimde, sanatta, teknikte, ticarette, ziraatta çok büyük bir medeniyet kurdu. Kurtuba da dillere destan El Hamra sarayını inşa etti. Burada bir kütüphanede 60 bin el yazması kitap vardı.
Bu devlet 1492 yılına kadar 8 asır ayakta kaldı.
Ancak yeniden bir Tarık Bin Ziyad gibi bir kumandan yetiştiremediler. Yani Cihadı terk ettiler.
Haçlı ordusu bu sefer çekirge sürüleri gibi büyük bir güçle gelerek, yalanla, hile ile bu devleti ortadan kaldırdı. Bir günde 3.000 den fazla Müslüman kestiler.
SAF SURESİ
Saf süresi 10 ve 11. Ayetleri okursanız bu devletin yıkılış sebebini anlarsınız.
10. Ayette Allah (c.c) “Ey iman edenler… Sizi elim (çok acıklı) azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi?”
11.Ayette ise; “Allah ve Resulüne iman edersiniz. Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edersiniz. Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır.”
Ayet iman edenleredir. İman etmeyip küfürde kalanlar için değildir.
Allah ayette Cehennem veya nar (ateş) demiyor. Elim bir azap diyor. Bu emektir ki Allah’ın azabı dünyada da ahirette de Müslümanı bulacak bir azaptır. Dünyada ki azap Müslümanların başına gelebilecek her türlü dert ve sıkıntılardır. Ahirette ise Cehennem azabıdır.
Bu azaplardan kurtuluşun ticareti yani verirseniz (yaparsanız) kazanacağınız Cennettir. Bu ticareti yapmazsanız cenneti kaybettiğiniz gibi bir de dünya ve ahiret azabına uğratılırsanız.
Osmanlı 1299 da kuruldu. Cumhuriyet devri ise bugün 2020 senesinde. Biz de 8 asırdır bu topraklardayız.
Bizim cihad eden Tarık Bin Ziyad’ımız var mı?
Faizci, sömürücü, ahlaksız Kapitalist düzenin içinde köle gibi yaşayıp duruyoruz.
1 NİSAN ŞAKASI
Hikâye şu şekilde anlatır...
1492 Tarihi'nin sonlarında, Haçlı Ordusu İspanya'daki Endülüs Müslümanlarının son kalesi (Gıranata) yı kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle kale korunabilmiştir.
Durumun zorluğunu fark eden Haçlı Ordusunun Komutanı kaleyi düşürmek için değişik taktikler düşünmektedir. En sonunda aklına bir fikir gelir. 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur'an Kerim diğer elinde İncil, kaledekilere seslenir;
"Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım" der. Bunun üzerine gerekli görüşmeler sonrasında Müslümanlar canlarının bağışlanması karşılığında kaleyi teslim ederler.
Ertesi gün, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı Komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi emrini verir. Müslümanlar, bizi öldürmeyeceğinize dair "yemin etmiştiniz, söz vermiştiniz" derler. Haçlı Komutanı "Benim sözüm dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur" der ve Müslümanlar orada şehit edilirler.
1 Nisan Hristiyanlar arasında Hile Günü olarak kutlanmaktadır. Maalesef milletimiz arasında yaygınlaşmış, yüzbinlerce Müslümanın katliam günü olan1 Nisan, şaka günü olarak kutlanmaktadır.