2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele eden temsilcimiz Hes İlaç Afyonspor, kendi saha ve seyircimiz önünde grup lideri Esenler Erokspor'la Pazar günü saat 19.00 da karşı karşıya geldi.
Maça mutlak galibiyet parolası ile başladık. Oyun düzeni de ona uygundu. Forvette kenarlarda, Enes Erdem ile Mustafa Erkasap, santraforda da kaptan Ergin Keleş vardı. Orta saha Kerem Kaya takviyeliydi. İlk yarı maçın otoritelere göre de ağır favorisi olan Esenler Erokspor kontrolündeydi. Bütçe ve kadro yapısı, teknik heyet olarak gurubumuzun üzerinde olan bir takım Esenler. Süper Ligde de teknik direktörlük yapmış Mehmet Altıparmak’ın çalıştırdığı Esenler Erokspor, beraberliği dahi olmadan Afyon’a geldi.
Biz rakibe saygı duyarak oynadık, haliyle ilk yarı kontrol onlardaydı. Ancak çok ciddi pozisyonlar vermedik. İkinci yarı oyunu dengeledik. Pozisyonlar da oluşturmaya başladık. 63. Dakikada Mehmet Alaaaddinoğlu’nun 18 dışından sert vuruşunda ceza sahası içindeki oyuncumuza da çarpan top filelerle buluştu, biz gol diye sevinirken, orta hakem Yücel Büyük, yardımcı ofsayt kaldırmamasına rağmen ofsayt gerekçesiyle golü geçerli saymadı. Ofsaytta olabilir yalnız yardımcının kendi açısından göremediğini orta hakem nasıl görüyor, cidden merak ettim. Hakemler nedense Afyon’a ön yargılı geliyor gibiler. Kaç maç oldu doğru dürüst bir hakem yönetimi göremedik, yardımcılar da yetersiz maalesef.
Maça dönersek oyuncu değişiklikleri bizi ikinci yarı rakip sahaya itmişti, iyi pozisyonlar da bulduk ancak değerlendiremedik. Son 10 dakika topu ve oyunun kontrolünü yine rakibe verdik. Rakip bu süre içerisinde üç tane yüzde yüz pozisyon yakaladı, kalecimiz Boran başarılıydı bu pozisyonlarda. En iyi savunma hücumdur felsefesini unutmadan oynamak gerekiyor. Esenler gibi takımı yarı sahanızda kabul ederseniz son anlarda da olsa golü yersiniz. İleride top tutması gereken oyuncular top tutamayınca, rakip çok çabuk kalenize geliyor. Genç oyuncu Eray’ın sorumsuzluğunu anlamıyorum. İkinci yarı dahil olmuşsun oyuna, çok yorulmuş gibi, rakip savunmayı da rahatsız etmeden, kendini boşa atmak hiç yakışır bir tutum değil. Ergin Keleş’in yerine oyuna girmişsin hemen hemen hiçbir katkın olmamış bir de ofans pozisyonunda rakip savunmaya hiç rahatsızlık vermiyorsun. Biraz büyük ağabeylerini örnek al derim. Ergin Keleş’e de ayrı bir yer açmak istiyorum. Kariyerine saygı duyuyorum ama dün oyundan çıkarken teknik direktöre yaptığın hareket hiç hoş değil. Takımın sahada patronu teknik direktördür, aldığı karalara herkesin saygı duyması gerekir. Sen oyundan alınmayacaksın diye bir kural yok, Dzekolar, İcardiler, Aboubakarlar bile oyundan alınıyor. Zaten sarı kartlıydın, kırmızının da ucundan dönmüştün, ortaya konan iyi bir futbol da yoktu devre arası bizim de kalabalık bir gurupla yaptığımız değerlendirmede, Ergin‘in oyundan alınması daha iyi olur fikri herkesin ortak fikriydi tabii buna biz karar verecek değiliz, Tolga hoca karar verdi, senin de saygı duyman gerekiyordu. İnşallah gereken dersler çıkarılır.
Maçın sonuna döndüğümüzde, berabere maç bitiyor derken, savunmamızın arkasına atılan bir topu Süheyl’in ıska geçmesi sonucu, Alper Karaman'ın gelişine vuruşuyla top ağlarımızla buluştu ve sahadan mağlup ayrıldık, yazık oldu sergilenen mücadeleye. Nitekim maç sonu Esenler hocası Mehmet Altıparmak da takımımızı tebrik ediyor ve şimdiye kadar bu sezon oynadığımız en iyi takım diyordu. Geç kurulmuş bir takımız daha iyi olacağız, lig uzun bir maraton. Kerem’in süre almaya başlaması, Anıl’ında oynamaya başlaması bizim için bir kazanç. Zayıf olduğumuz orta saha dinamizmi yükseldi bundan sonra daha iyi sonuçlar bekliyoruz takımımızdan. Taraftarları da desteklelinden dolayı tebrik ediyorum, özellikle maç kaybetmiş takımı tribünlere davet edip mücadeleyi alkışlamak gerçekten büyük taraftarlık örneğiydi.
Hakemleri çok konuşmaya gerek yok zaten her halleriyle tel tel dökülüyorlar.
Karamsarlığa kapılmaya gerek yok, bu takım kendini toplayacaktır..
Lokman ÖZKUL
Spor Yazarı ve Yorumcu