Okullar sadece eğitim verilen ‘bina’lardan ibaret değil, kişilikleri, atmosferi olan ortamlar da. Üstelik bu özellikler akademik başarıda önemli bir etkiye sahip. Uzmanlar kurumun ‘karakter ve kalitesi’ olarak özetledikleri okul ikliminin sağlıklı öğrenme ortamlarının kurulmasında önemli rolü olduğunu belirtiyor. Araştırmalar, okul terkinde de düşüş sağladığını gösteriyor.
Okul iklimi, eğitim uzmanları tarafından kısaca kurumun ‘karakter ve kalite’si olarak tanımlanıyor. Öğrenci, öğretmen, veli ve okul yöneticileri gibi eğitim paydaşlarının kendi kurumlarını nasıl algıladıkları onu etkiliyor. Öğrencilerin okula karşı aidiyet hisleri, öğretmenlerin mesleki tatminleri ve yaşadığı zorluklar gibi birçok farklı algıyı ölçüyor. TÜBİTAK projesi kapsamında bu konuda araştırması da bulunan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kıbrıs Kampusu Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslı Bugay, tıpkı bireyler gibi okulların da bir kişiliği olduğunu belirtiyor. “Okul ikliminin sağlıklı öğrenme ortamlarının oluşmasında ya da ciddi öğrenme engellerinin meydana gelmesinde önemli rolü olduğu biliniyor” diyen akademisyen, şunları söylüyor:
OKULLARIN KİŞİLİĞİ VAR
Hiçbir okul diğeriyle aynı değil. Okullar, öğrenci ve öğretmen davranışları, ebeveyn katılımı, sosyal ve kültürel değerler, ahlaki özellikler ve kişiler arası beceriler açısından çok büyük farklılık gösteriyor. Bunların kümülatif etkisi, okulun iklimini oluşturuyor. Bu, öğrenme ortamının sosyal iklimi, atmosferi ya da ‘kişiliği’ olarak tanımlanabilir. Tıpkı bireyler gibi okulların da bir kişiliği var. Okulun ihtiyaçları da bu biricikliğe uygun olarak ele alınmalı. Her kurum, öğrencilerin davranış, tutum ve başarı düzeylerinin okul iklimini yansıttığı ekolojik bir sistem.
6 FAKTÖRLE ÖLÇÜLEBİLİYOR
Okul ikliminde iyileşme ve gelişme sağlayabilmek için ilk adım ‘teşhis’; ikincisi ‘tedavi ve geliştirme’. İlk adımda, Yale Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Merkezi’nce geliştirilen ‘Okul İklimi Ölçeği’ öğrenci, öğretmen, anne-baba ve yönetici algılarını tespit etmek ve okulun problemlerine teşhis koyabilmek için yaygın kullanılıyor. Bu ölçek, yürütücülüğünü yaptığım TÜBİTAK projesi kapsamında geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları tamamlanarak ülkemize kazandırıldı. Buna göre öğrencilerin okul iklimine dair algısını altı faktör belirliyor: Okul kaynaklarının kullanımı, düzen ve disiplin, anne-baba katılımı, okul binası, öğrenciler arası ilişkiler ile öğrenci-öğretmen ilişkisi.
AKADEMİK PERFORMANSLA İLGİLİ
Çalışmalar genel olarak okul ikliminin, okul ve öğrencinin akademik başarısıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. Akademik başarısı yüksek okullar çoğunlukla olumlu iklime sahip. Sağlıklı öğrenme ortamlarının oluşmasında ya da ciddi öğrenme engellerinin meydana gelmesinde önemli bir etkisinin olduğu biliniyor. Ayrıca, lise öğrencilerinin okula uyumunu güçlü şekilde etkiliyor. Araştırmalar olumlu okul ikliminin düşük saldırganlık, şiddet ve zorbalık davranışlarıyla ilişkili olduğunu da gösteriyor. Okul terki oranlarını da düşürüyor. Okullarda uyuşturucu madde kullanımında ve psikiyatrik problemlerde azalma sağlıyor.
ÜÇ TEMEL PRENSİP
Singapur, Japonya, Estonya, Kanada ve Finlandiya gibi başarılı eğitim sistemlerinde, olumlu okul ikliminin üç temel prensibi olan ‘işbirliği’, ‘aktif problem çözme’ ve ‘oylamayla karar alma’ kullanılıyor. Singapur’da dersler işbirliğine dayanarak problem çözme becerisini artıracak biçimde anlatılıyor. Estonya’da eşitlik ve adalet kavramları temel alınarak eğitimler şekilleniyor. Finlandiya’da okulla ilgili projelerde paydaşların da fikri alınıyor ve oylamayla karar veriliyor. PISA’da özellikle matematikte en önde olan Japonya’da okulların yüzde 90’ında jimnastik salonu, yüzde 75’inde yüzme havuzu var. Bu, okul ikliminin ögesi olan bina özelliklerinin olumlu etkisini gösteriyor. Oysa ülkemizde birçok aile çocuğunu spora akademik başarısı düşmesin diye göndermiyor. Sonuçta, olumlu okul iklimi akademik başarının istenen seviyeye gelebilmesi için ön koşul. Bu nedenle, her okulun kişiliğine uygun teşhiste bulunulması, okul iklimi iyileştirme ve geliştirme programlarının uygulanması öneriliyor.
KIZLAR DAHA OLUMLU
Doç. Dr. Aslı Bugay’ın 12 il 55 okul 7 bin Anadolu lisesi öğrencisiyle yaptığı ‘Türkiye’de Okul İklimi Araştırması’ndan öne çıkan başlıklar şöyle:
' Kız öğrencilerin okul iklimi algıları erkeklerden daha yüksek. Kızlar okulu kariyerleri için bir fırsat olarak gördüklerinden daha olumlu yaklaşıyorlar.
' 9’uncu sınıf öğrencilerinin algısı, 10 ve 11’inci sınıflardan anlamlı düzeyde daha fazla. Ergenlikle birlikte öğrencilerin okula karşı olumsuz tavır geliştirme oranları yükseliyor.
' Ailelerin eğitim düzeyine bakıldığında anne-babası üniversite mezunu olan öğrencilerin bu algıları; ailesi ilkokul, ortaokul ve lise mezunu olanlara göre daha düşük. Çünkü sosyo-ekonomik açıdan daha avantajlı ailelerin çocukları, daha fazla imkâna sahip olduğu için, okullarında aradığını bulamayabiliyor.
' Okulunu isteyerek seçenlerin buna yönelik algıları, istemeyerek seçenlere göre anlamlı düzeyde yüksek.
' 12 il kıyaslandığında genel olarak doğuda okul iklimi daha olumsuz, batıya gittikçe daha olumlu oluyor.
' Otoriter yöneticilerin olduğu okullarda, olumlu iklim daha düşük düzeyde kalıyor. İşbirliğine önem veren ve otoriter olmayan yönetim anlayışına sahip okullarda çok daha olumlu.
HER ŞEY YÖNETİCİDE BİTİYOR
Olumlu iklimin gelişebilmesi için okulda, yardımcı personel dahil, tüm paydaşlar işbirliğiyle ortak amaç için hareket etmeli. Bu noktada okul psikolojik danışmanları kritik öneme sahip.
Okulda önemli kararlar alınırken Finlandiya’daki gibi oylama yapılmalı ve aktif problem çözme becerileri kullanılmalı. Öğrenci, öğretmen ve yönetici ilişkilerinde etkileşimin sıklığı, niteliği, saygı ve güven okul ikliminin nasıl olacağını belirliyor.
Özellikle yöneticiler okulla ilgili planlamalarında adaletli olmalı.
Öğretmenlerin mesleki öz-yeterliliğinin yüksek olması ve aile katılımının niteliği de önemli.
Kaynak: Hürriyet