Ülke olarak yüzyılın en büyük felaketini yaşadık diyebiliriz. Güneyde ve Güneydoğu'dan 10 ilimiz deprem felaketinden şiddetli şekilde etkilendi, etkilenen insanların sayısı maalesef 13 milyonu aşıyor. Şu an itibarıyla 3.000'den fazla can kaybımız, on binlerce yaralımız var. Enkaz altından çıkarılmayı bekleyen vatandaşlarımız mevcut. İnşallah en kısa zamanda sağ salim kurtarılırlar.
Ülke olarak bu büyük felaketin yaralarını sarabilecek güçteyiz zor olsa da. Şu anda önemli olan deprem bölgesindeki insanlarımızın sağlığı. Hiçbir maddi neden ondan önce gelemez. Resmi kurumlarımız başta olmak üzere Türkiye'nin her yanından hatta yurt dışından yardım kuruluşları ve gönüllüler deprem bölgesine akın ediyorlar. Tabii burada çokluktan ziyade organize bir şekilde hareket edilebilmesi çok daha önemli. Yoksa kalabalıklar işlerin daha düzgün gitmesini bile engelleyebilir. Bunun için konunun uzmanlarının koordinesinde birlikte hareket edilmesi gerekiyor.
Vatandaşlarımız hamiyetperverliklerini bu felakette de gösteriyor. Ülkenin her yerinden hamiyetperver insanlarımız aynı ve nakdi olarak yardımlarını deprem bölgesine ulaşması için yetkililere ve ilgili kuruluşlara teslim ediyor. Felaketin sınırları çok geniş, yardımların da ciddi oranda olması gerekiyor. Onun için herkes gücü nispetinde azına çoğuna bakmadan yardım yapmalı ve depremde kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu gösterme durumundayız. Nakdi yardımları AFAD, KIZILAY.. başta olmak üzere yetkili yardım kuruluşlarına ve yardım toplama izin olan sivil toplum kuruluşlarına yapmak gerekir. Felaketi fırsat bile dolandırıcıların tuzaklarına da düşmemek gerekiyor. Bu dolandırıcıları, acımızla alay edenleri, zorunlu ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışı yaparak fırsatçılık yapanları en ağır şekilde cezalandırması için Allah'a havale ediyoruz, yetkililer de onlara karşı gerekli yaptırımları uygulamak durumundalar.
Neredeyse o bölge yeniden imar edilecek. Devletimiz büyük bunları karşılayabilir lakin biz de vatandaşlar olarak üzerimize düşeni yapmak durumundayız. Her şeyi devletten bekleme kolaycılığından çıkıp, bunun yanında biz vatandaşlar da sorumluluk almak durumundayız. 10 şehrin imarı trilyonlarca belki daha da yüksek meblağlarda miktarlara mal olabilir. Depreme dayanıklı yeni konutların yapılması için devlet millet işbirliği ile bu hedef gerçekleştirilebilir.
Acizane benim bir önerim; özellikle kamu çalışanları ve düşünürlerse emekliler; şu anda gündemde olan banka promosyonu verilmesi durumunda, isteyenler bunun tamamını, isteyenler yarısını, isteyenler bir kısmını deprem bölgesine aktarabilir. Bu insanların kendi tercihi bizim önerimiz, insanların maaş ve diğer gelirlerinden farklı olarak, aldıkları maaşa bağlı olarak bankaların onlara vermiş olduğu bir hediye olan promosyonu bağışlayabilirler. Şahsen bu promosyonu aldığımda benim tercihim ya tamamını ya da önemli bir kısmını deprem bölgesine aktarma niyetinde. Bunun dışında da insanlar diğer birikimlerinden deprem bölgesine yardım olarak aktarabilirler.
Örneğin, Edirneli Hasan amcanın yaptığı gibi. Hasan amca Umreye gitmek için biriktirdiği 25.000 Türk Lirası’nı, deprem bölgesine ulaştırılması için yardım kuruluşuna bağış yaptı. Şu anda öncelik benim Umre Yapmam değil, oradaki kardeşlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesidir diye. Herkesin kendi tercihidir, saygı duyarım lakin bir İlahiyatçı olarak da görüşüm, özellikle üçüncü beşinci yedinci defa.. Umreye gitmeye hazırlananların bu miktarları depremzede kardeşlerimize ulaştırmasının daha faziletli olduğunu düşünüyorum. Yüce Allah böyle yaptıkları takdirde, zannımca hem onlara Umre sevabını verir hem de yapmış oldukları yardımların en az 10 katını sevap olarak verir. Çünkü en az bire on veririm diyor Yüce Yaradan. Farzlar devreye girince nafileler düşer denir, şimdi bu bölgelerimize yardım etmek neredeyse bu statüde değerlendirilebilir. Allah'ın farz kılmadığını kimse farz kılamaz biz sadece öncelik itibariyle böyle bir değerlendirmede bulunduk.
Azına çoğuna bakmadan, deprem bölgesindeki ihtiyaç listesine bakarak, öncelikle bu ihtiyaçları daha sonra da yetkili yardım kuruluşlarına sms lerle veya direk bağış yoluyla bu yardımlarımızı gerçekleştirelim. İnanın bu yapılan yardımlar, insanın hem bu dünyada hem de ahirette karşısına çok büyük bir yatırım olarak çıkacaktır. Gün dayanışma günü, gün birlik beraberlik günü…
Lokman ÖZKUL
İlahiyatçı-Yazar