Herkesin bildiği ve anlattığı bir hikaye vardır.

 

“Bir baba oğluna, sürekli olarak “Sen adam olmazsın oğlum” der dururmuş. Çocuk okumuş ve bir şehre vali olmuş. Hemen iki jandarma gönderip babasını yanına getirtmiş ve “Baba, sen bana hep adam olamazsın diyordun, bak, okudum ve adam oldum!..” demiş. Babası acı bir gülümseme ile, “Ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. Sen vali olmuşsun, ama bak adam olamamışsın. Babanın ayağına geleceğin halde jandarma gönderip ayağına getirtiyorsun…” demiş…”

 

Bu hikaye genelde “vali olup adam olamayan saygısız bir evladın hikayesi” olarak anlatılır.

 

Ama bir de madalyonun öbür yüzü var. Baba, çocuğuna sürekli olarak “Sen adam olamazsın” diye yaklaşmış, çocuk da “adam olmak” kavramını çok çalışıp bir mevki sahibi olarak algıladığından olsa gerek, bir makam mevki sahibi olunca “bak adam oldum” dercesine babasını ayağına kadar getirtmiş.

 

Demek ki, çocuğa sürekli “adam olamazsın” şeklinde olumsuz yaklaşılmış, “adam olma”nın gerekleri baba tarafından oğluna yeterince verilmemiş, hiç verilmemiş.

 

Sonuç bunu gösteriyor.

 

Belki asırlar önce anlatılan bu olayın doğruluğunu günümüzde de görebiliyoruz.. Zira, “Filanca çok para kazandı, iyi bir meslek sahibi oldu, kendini kurtardı, bak büyük adam oldu” gibi yaygın bir kanaat var toplumumuzda. Yani “adam olmak”, bizde ya cebi dolu olmak, ya getirisi bol olan iyi bir meslek sahihibi olmak, ya da yüksek bir makamda bulunmak anlamına geliyor…

 

Ya gerçek manada “adam olmanın” ya da “insan olmanın” anlamı?..

 

Her para sahibi, her meslek-iş sahibi, her makam mevki sahibi “adam” mı sanki?

 

Bakın gazetelere… İnsanlıktan çıkmış kaç makam mevki sahibi, kaç servet-şöhret sahibi “insan” göreceksiniz her gün.



Görev, her zaman olduğu gibi, yine bizlere, eğitimcilere, anne ve babalara, toplum önderlerine, basın ve yayın organlarına düşüyor. Gelecek nesillere, evlatlarımıza, hatta tüm topluma şu gerçeği öğretmeliyiz…

 

“Adamlık; makama, mevkiye, paraya, şöhrete bağlı değildir. Adamlık; her şartta ve ortamda, erdem, ahlak, doğruluk, dürüstlük, sağduyu, merhamet, empati, adalet, saygı, sevgi, hoşgörü, çalışmak, sadelik, kul ve devlet hakkına riayet… gibi yüce hasletlere bağlı…”



* * * * *



Ziyaver Şencan'ın anlatımıyla; "Bazı metinleri sürekli olarak el altında tutmak, onları sık sık okumak, döne döne okumak, bir daha ve bir daha okumak gereklidir. Kendi kendimizle mücadele ederken; egomuzu, nefsimizi, enemizi hesaba çekerken işe yarar bu metinler. Gündelik faaliyetlerimiz sırasında vicdanımızın pusulasını kaybettiğimizde, insafımızın terazisini yitirdiğimizde işte bu çeşit metinleri okumak adeta derde deva bir işlev görür."
 

Söz konusu metinlerden birisi de Rudyard Kipling'in ‘Adam gibi adam olmak’ ya da 'Eğer' ismiyle bilinen şiiri...



O şiiri sizlerle paylaşarak yazımıza son verelim:


 

Çevrende herkes kendini kaybeder 

Bunun da suçunu sana yüklerken

Sen kendine hâkim olursan eğer, 

Bütün âlem senden şüphe ederken 

Hem yer bırakır o şüphelere 

Hem kendine inanabilirsen; 

Bekliyebilirsen usanmadan, 

Yalanla karşılamazsan yalanları, 

Kendini evliya sanmadan 

Affedebilirsen kin tutanları;



Hayale kapılmadan hayal kurabilir, 

Kendini aldatmadan düşünebilirsen eğer; 

Zafer ve bozgun, bu iki yalancı, 

İkisi de gözünde bulmazsa değer; 

Sözlerini evirip çevirenler 

Sana tuzak kurarken aklınca 

Gülüp geçebilirsen bunlara sen; 

Ömür verdiğin işler yıkılınca 

İşlere yeniden koyulabilirsen;



Döküp ortaya varını yoğunu 

Bir yazı-turada kaybetsen bile, 

Kayıplarını dolamaksızın dile 

Baştan tutabilirsen yolunu; 

Yüreğine «dayan» diyecek 

Azimden başka şeyin olmasa da sen 

Takıp dişini tırnağına 

Sonuna kadar dayanabilirsen;



Halkla kaynaşıp asil kalabilir, 

Kırallarla dolaşıp alçak gönüllü olabilirsen; 

Ne düşman ne dost incitemezse seni, 

Ne küçümser ne büyültürsen hemcinsini; 

Ve bilirsen her dakkanın değeri 

Ne kadar yol, ne kadar emektir, 

Senindir bütün dünya ve nimetleri, 

Üstelik, oğlum, adam oldun demektir.

(Çeviri: Bülent Ecevit)



Allah'a emanet olunuz.





[email protected]