10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlandı bu haftada da etkinlikler devam ediyor. Neden bu gün seçilmiş önce ona değinelim:







1948 yılından itibaren her yıl kutlanan Dünya İnsan Hakları Günü, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin kabul edildiği gün ortaya çıkmıştır ve o zamandan bu yana her yıl 10 Aralık günü bütün Dünya’da kutlanmaktadır. Önemli bir gün, insanların hak ve hürriyetler bakımından bazı kazanımlara ulaştığı bir gündür. Ancak günümüzde Dünya genelinde insan haklarından ne kadar bahsedebiliriz. Haklar kimileri için geçerli ,kimileri için sadece sözde kalıyor. Ezilenler, horlananlar, soykırıma tabi tutulanlar, açlığa mahkum edilenler ,işkenceye tabi tutulanlar ve daha neler neler..

Yemen’den başlayalım. Bütün Dünya’nın gözü önünde, 21. Yüzyılda insanlar açlıktan ölüyor. Her vonbir dakikada bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. 13 milyon insan açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Hastalıklar, yokluklar ve niceleri. Yemen Dünya’da bir ülke,uzayda filan değil ama bütün dünya seyrediyor. Sadece bizle birlikte duyarlı birkaç ülke ve yardım kuruluşları bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yeterli mi elbetteki değil. Şimdi Yemen’dekiler insan değil mi,onların hakları yokmu?..

Gelelim Doğu Türkistan’a. Mezalim altında inleyen, soykırıma tabi tutulan soydaşlarımız, kardeşlerimiz insan değil mi? Onların hakları yok mu? Çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeden akılalmaz işkenceler uyguluyor insanlıktan nasibini almamış nasipsizler. Böyle giderse bu soykırımla, yakın zamanda Doğu Türkistan diye bir yer kalmayacak.







Filistin ayrı bir kanayan yara. Siyonist Yahudi mezalimi altında inim inim inliyorlar. Hemen hemen her gün katledilen Müslümanlar vasıtasıyla orada da bir soykırım uygulanıyor. Kutsal saydıkları On Emir’ in en önemli maddelerinden birinde ‘Adam Öldürmeyeceksin’ der ama bunlar kendi kutsallarına bile saygı duymayan, Üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle ‘Yumurtalarını Pişirmek İçin Dünyayı Ateşe Vermekten Çekinmeyen Lanetlilerdir’. Onlara göre bu katlettikleri müslümanlar insan değil, bize göre de bu vahşeti yapanlar hayvan bile değil, sırtlanlara rahmet okutan Allah’ın lanetlediği yaratıklardır.







Irak özgürlük! götürmek isteyenlerin harabeye çevirdiği bir ülke oldu. Yeniden mamur edilmeye çalışılıyor. Şimdiye kadar öldürülenlerin sayısı belirsiz. Bunlar insan değil mi,bunların hakları yokmuydu?..







Bombardımanda ayakları kopan Basralı Ömer,yazdığı şiirde duygularını şöyle dile getiriyordu:







Belki haberin yoktur diye yazıyorum Franks.

Önce demokrasi geldi göklerimizden

Sonra özgürlük geçti üzerimizden

Palet palet.

 

Ve insan hakları

Namlularından

Yüzü maskeli adamların

saniyede bilmem kaç adet.

 

Demokrasi bizim eve de isabet etti

Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.

Tam on sekiz adet

İnsan hakları saymışlar

Vücuduna babamın.

 

Annem yoktu zaten

Ben doğarken

İlaç yokluğunda ölmüş.

Ambargo falan dediler ya

Anlamadım çocukluk aklı işte

Oluşmadan sökülmüş.

 

Sizde de barış böyle midir Franks?

İnsan hakları çocukları yetim

Ve ayaksız bırakır mı orada da

Düşer mi ayın kan gölüne aksi

Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi?

 

Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orada da?

Babamla mırıldandığım son dua dilimde

Ayaklarım hastanede

ve giymeye kıyamadığım pabuçlar kaldı elimde.

(.........)





İnsanların gerçek anlamda haklarına kavuştuğu günlere ulaşma ümidiyle..

 

 

Lokman ÖZKUL

[email protected]

Eğitimci-Yazar