“Eli bayraklı beli kuşaklı kardeşlik: Zeybek ve Ahi” başlıklı bildirimi sunmak üzere 28-30 Kasım 2019 tarihleri arasında Aydın Adnan Menderes Üniversitesince (ADÜ) ilki düzenlenen Yörük Ali Efe Uluslararası Halk Kültürü Araştırmaları Sempozyumundaydım. Kampüsünün içerisi adeta bir zeytinlik olan ADÜ ülkemizin en güzel manzaralı üniversitelerinden biri muhakkak. Aydın Kuva-yi Milliyesi’nin çekirdeğini oluşturan Yörük Ali Efe ve kızanlarının maneviyatı, yiğitliği, vatanseverliği sinmişti sanki kongre salonuna. Yörük Ali Efe’nin torunu merkez valisi Kayhan Kavas dedesine yakışır bir ölçülülük ve ağırbaşlılıkla yaptı açış konuşmasını. Yörük ve Türkmen dernekleri üyelerinin rengarenk giysileriyle, kurdukları kıl çadır ve dağıttıkları “hayr keşkeği” ile tam bir şenlik havasındaydı etraf.

Sağlam, koruyucu anlamına gelen 'Saybek' kelimesi zaman içerisinde 'Zeybek' kelimesine dönüşmüştür. Zeybekler köken olarak Türkmen ve Yörük topluluklardır ve Orta Asya'dan göç ederek Ege denizi kıyılarına yerleşmişlerdir. Vatan menfaatini kişisel menfaatinin önüne geçirmiş, yoksulun ve güçsüzün yanında olmaktan vazgeçmemiş, adalet duyguları güçlü ve kimselere eyvallahı olmayan zeybekler, efeler. Efeler için “kanun gibi adam, ağır adam” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Halkımız haksızlığa ve zulme uğrayanları koruyan davranışları, yiğitlik, cömertlikleri nedeniyle zeybekleri kahramanlaştırmıştır. Zeybeklerin fakir halka yaptıkları yardımlar çok çeşitlidir. Örneğin; çeyizi olmayan bir genç kızın düğününü yapmak, yaşlılara yardım etmek, hayvanı ölen köylüye hayvan almak gibi. Özünde bir “kardeşlik birliği” olarak adlandırılabilecek zeybeklik Türk toplumunun sosyoekonomik ve kültürel hayatının şekillenmesinde etkili olmuştur. Zeybekliğin özünde vatan sevgisi, sözünü, tutmak, ihanet etmemek, ölçülü ve mesafeli davranışlar, kişisel ihtiras peşinde koşmamak vb. yer almaktadır. Zeybekler’in büyük kısmı ve ahiler, devlet otoritesinin zayıfladığı, Moğol ordularının, Yunanlıların veya diğer güçlerin istila zamanlarının yoksulluk ve perişanlık ortamında, Anadolu’nun kimsesiz kalmış, devlet otoritesinden uzak; ekonomik ve sosyal güvenlikten mahrum kitlelerinin, koruma altına alınması, sosyoekonomik dayanışmanın sağlanması, halkın kollanması amacıyla gerektiğinde tarih sahnesinde yerlerini almışlardır. Toplumsal yaşamda daima ortak değerlere, gelenek ve göreneklerin birleştirici etkisine kriz dönemlerinde olduğu kadar barış dönemlerinde de ihtiyaç duyulmaktadır. Türk toplumuna sözleri, davranışları, dansları ve gelenekleriyle iz bırakmış bu iki kurumun günümüzün iş hayatı ve toplumsal hayatına halen denge ve uyum getirebilecek ilkelere sahip olduğu değerlendirilmektedir*.

Dünün bu kıymetli şahsiyetlerini tanımak ve anmak bugüne anlam ve değer katarak, bizlere enerji ve umut veriyor kuşkusuz.

Bu kısım 28-30 Kasım 2019 tarihleri arasında Aydın Adnan Menderes Üniversitesince (ADÜ) ilki düzenlenen Yörük Ali Efe Uluslararası Halk Kültürü Araştırmaları Sempozyumunda sunmuş olduğum bildiriden alınmıştır.

Dr. Kadriye Işıklar PÜRÇEK