Cümle kurmak devlet kurmaktan daha zordur. Bu nedenle yöneticilikle bilgeliğin aynı kişide toplandığı görülmez. Yöneticilik tamamen ilmi (malumat), şeklî, saymaca bir faaliyettir. Bilgelik ise sekiz grup olarak tasniflediğimiz “söz gruplarını” ispat derecesinde bilmekle mümkündür. Türedi kavramların hortlamasından bu yana, doğru düşünmek ve cümle kurabilmek için yasa, usul, kural beyan eden bir kişi bulamazsınız. O halde cümle kurabilen yok. Bu çok büyük bir iddia; ama ben bu iddianın altını dolduruyorum. Yöneticilik, iletilebilen; bilgelik ise iletilemeyen bilgi türü (basiret) ile mümkündür. Bilgeden sadır olan reddedilemeyen bir şeydir.
İsimlerden oluşan bir cümleyi çocuklar da kurar. Masa/Tabela sahipleri söz gruplarını bilmedikleri için çocuklara hitap eder rahatlıkta konuşuyorlar. “Mikroplar, vitaminler, sosyal güvence” teslisi üzerinden destek istiyorlar. Bütün tabela sahiplerinin, bütün cümlelerinin özeti şu cümleden ibarettir: “Herkes aç, bizim zamanımızda herkes doyacak.” Bütün söylenenler ‘karın bölgesi’ ile sınırlı; ama öncelikle beynimiz ve kimliğimiz var.
Bizi yönetmeye aday olanlara soru sorma hakkımızı kullanıyoruz. Başlıktaki soru; masa, kişi, grup, tabela, âlim, hoca, unvan ehli, herkesi bağlar. “Sorma kişinin aslını sohbetinden (cümlesinden) belli olur.” Bir kişinin asaleti, başarısı, vaat ettiği refah seviyesi üzerinden değil; sohbetinden, cümle kurmasından belli olur. Çünkü “üslubu beyan aynıyla insan!” Kim olduğunuzu vaatleriniz değil, kavramlarınız ele verir. Batının kavramını kullanan batının kılıcını çalar.
Herkes “kimlik siyaseti yapmayacağız, birlik siyaseti yapacağız” diyorlar. Kimlik, keyfiyettir, esastır. Birlik, kemiyettir, saymacadır. Kimlik yoksa kemiyet; adede, koyun sayma yöntemine tekabül eder. Hangi kimlik? İslami kimlik. Merhum Esat Coşan’ın Kadın ve Aile dergisinde neşredilen “koyun sayma yöntemi” başlıklı yazım ‘Idp.Org’da var. Merhumun dergilerinin toplam tirajı, o günkü milyon tirajlı bir gazeteye bedeldir. ‘Falanca’ gazete de milyon tirajlı idi. Hani, nereye gittiler? Söz gruplarını bilemeyen, kelle sayısını esas alan bu günkü milyonların da sonu hüsrandır.
Kalkınmadan söz edenler kimliği erteledi. Kimlik ve kalkınma bir kuşun (Türkiye’nin) iki kanadıdır. Kimliği ile öne çıkmayan Türkiye’nin bir kanadı yoktur; uçamaz. Kimlik ve kalkınma dengesini kuramayan cümle kuramaz. “Akleden, düşünen bir kavim” (Nah-11.12) olma vasfını kaybeder. Kendisini yönetemez. Beş’li yapının şubesidir.
a.Masa, “kültürel kimlik” diyor. Kültürel kimliği esas alan bir kişi, İslami kimliği tam üç kez ‘iptal’ etmiş oluyor. Bu ispat edilir bir gerçektir. Masa erbabı buyursun, ispat etsin! b. Masalar, “kültürel değerler” diyor. 209 üniversiteden, Diyanetten, düşünce kuruluşlarından, bütün dünyadan yardım alın ve bu kültürel değerlerinizi “maddeler halinde” sayın ki cümle kurduğunuzu görelim. c. Graham Fuller’in Ortadoğu sözcüsü Tunus’lu Gannuşi, Yeni Şafak’ta, (hâşâ) “siyasal İslam’dan demokratik İslam’a geçiyoruz” dedi. Siyasal/demokratik İslam ne demek; cümle kurmasını bilen bir ‘masa’, bir Müslüman varsa buyursun izah etsin. d. Milli görüş; slogandır, ideolojidir. “İdeolojiler deli gömleğidir” (C. Meriç); giyen var, çıkaran var. Doğrusu İslami görüş’tür; “İslami görüş” ve “milli görüş”, birbirine mutlak zıttır. 50 yıldır bu zıtlıktan geçiniyorlar. Neden zıttır? Bilen izah edebilir.
Bu metne ilgisiz kalan, kimliğine ilgisiz kalır. “Bu soruların lafı mı olur” diyen varsa buyursun, daha mühimini sorsun! Bu soruların dünyada benzeri yok. Menzilinizi; iktidarınız, ithal kavramlar ve silahlarınız değil; İslami kavramlar tayin eder. “…Andolsun ki sen onları sözün üslubundan (dilbilgisinden) tanıyacaksın…” (Muhammed-30) Bu metni anlamayan düşmanını tanıyamaz. Cümle kuranın ‘niyetinin yazılımını’ çok net okunmak mümkündür; ancak bu dört maddeye ve “İslami düşüncenin yasalarına” nüfuz etmek şarttır. Allahın kelimeleri yüce, batıdan aldıklarınız sefildir. Suriyeliler, kimliksizlik yüzünden ‘Suriyeli/sefil’ oldu. Düşüncenin kaybedildiği topraklardasınız. Bu metindeki hakikati yok sayan; şapkadan, sandıktan tavşan çıkarır.