Niye mi...
1- Öncelikle silahların kullanılmadığı üç yıllık bir süreç yaşandı. Bölgede 30-35 yıldır yaşanan korku ortamı bu süre içerisinde önemli ölçüde giderildi. Normal olan hissedildi yani. Aynen Türkiye'de geçmişte enflasyon normalmiş gibi zannedilirken enflasyon düşürüldüğünde normal olanın enflasyonsuz ortam olduğunu hissetmemiz gibi... Ya da Türkiye'nin son 10-15 yılda normalleşme sürecinde, geçmişte yaşadığı paranoyaların nasıl da yersiz olduğunu hepimizin anladığı gibi. Üniversitelerde, kamuda, orta öğretimde kılık kıyafet serbestisi gibi... Örgüt kesinlikle geçmişteki taban desteğine sahip değil. HDP de kendini yavaş yavaş örgütten soyutlar, şiddeti gerçekten reddederse eminim ki güç kazanacak. Fakat son bir yıllık süreç HDP açısından durumun tersine işlediğini gösteriyor. Eğer seçim barajı kaldırılmaz ve politika değişikliğine gitmezse, ki gözükmüyor, HDP’nin bir sonraki seçimde meclise girmesi mümkün gözükmüyor.
2- Öyle anlaşılıyor ki; barışın ve dirliğin hissedildiği üç yıllık sürede PKK hiç boş durmamış. Hem güç toplama açısından hem de halk tabanında yeniden örgütlenme açısından… Silah-mühimmat yığınağı yapmış adeta... Yeni stratejiler de öğrenmiş... Zira Suriye'de Irakta yaşanan savaş ve boşluk bu imkânı kendisine vermiş. Suriye'de PYD-YPG eliyle de olsa alan hâkimiyeti sağladı. IŞİD canına okuyordu ama uluslararası destek yok olmaktan kurtardı. Türkiye de o dödemde (Kobani’nin kuşatılması) IŞİD saflarında gözükmemek için sessiz kaldı ya da sığınmacıları kabul ederek de olsa dolaylı destek verdi bölgede yaşananlara... Şimdilerde anlaşılıyor ki, 15 Temmuz işbirlikçilerinin de desteğiyle bir taraftan şehirlerde tuzaklar kurarken, askeri gücünü de Suriye’de kullanmış… Artık Türkiye’nin böyle bir ayak bağı yok çok şükür…
3- Artık Türk ordusu eski ordu değil... Görev alanına çekilmiş, hükümetin emrinde, koordineli bir şekilde terörle mücadele etmektedir. Necdet ÖZEL ile başlamıştır bu süreç... Düşünsenize Yaşar Büyükanıt'ı, İlker Başbuğu.. İşleri güçleri siyasetti. Herkes onların ne dediğini diyeceğini merak ederdi. Bir diğeri de dolduruşa gelip ekibiyle birlikte istifa etti. Amacı hükümeti zor durumda bırakmaktı ama, tarih onu istemeyerek yaptığı iyilikle hatırlayacak. Cem Uzan da bütün servetini ortaya koyup % 7 küsur oy alarak iki partiyi kritik sınırda baraj altında bıraktı ve 2002'de AK Partinin % 34 oy almasına rağmen güçlü bir meclis çoğunluğu sağlamasına sebep olmuştu. Yani o da istemeyerek Türkiye’ye iyilik yapmıştı. Şimdilerde hangi delikte olduğundan haberimiz yok. Zeytin dalı uzatıyor ama artık şantaj tehdit devri sona erdi. Öyle ya buradaki itibarı kim verecek ona... Ya kaçak yaşayacak ya da kodese atılacak. O şimdilik kaçak yaşamayı tercih ediyor. Kimbilir belki bir gün bu tercihini değiştirmek zorunda kalabilir.
4-Artık bu ülkede milli silah ve istihbarat kullanılıyor. Bu büyük bir değişim. Heronlar İsrail menşe'liydi ve istihbaratınız aynı anda Kandile de gidiyordu. Şimdi Türkiye kendi İHA'larından aldığı istihbaratıyla; operasyon yapacağını sadece 10 dk. önce koalisyon güçlerine haber veriyor: Alandan çekilin hava harekatı düzenliyoruz. Yapacak bir şey yok. Tıpış tıpış çekiliyorlar. Artık silahlı iHA’ların (Bayraktar) da hizmete girdiğini hatırlatalım. Bazen kötü komşu insanı ev sahibi yapıyor işte… ABD Türkiye’ye predatörleri vermemişti terörle mücadelede. Türkiye’de kendisi geliştirdi ve şu anda dünyada bu silahı üreten beş ülkeden birisi.
5- Yerli silah ve mühimmat kullanımı % 20'lerden % 60'lara dayanmış durumda... Daha önce kullanılamayan ve az sayıda ülkenin envanterinde olan gelişmiş füze sistemleri sığınak bombaları sayesinde PKK adeta uykuda yakalandı. Kendisi de farkında yok olma noktasına geldiğinin ve sızlanmaya başladı. Hatta askere bile selam gönderiyor; biz sizinle değil iktidarla savaşıyoruz diye... Ama geçti o günler. Geçmişte uyuşturucu ticaretinden pay almaların, Yüksekova çetelerinin, nereden geldiği belli olmayan emirlerle kıstırılmış teröristlerin önünün açıldığı dönemler geride kaldı.
6- Yetkililer de açıkladı, terörün marjinalleşmesi için birkaç ay kaldı diye… Bu tür açıklamaların geçmişte bir çok kez yapılmış olması beyanata güveni azaltsa da 15 Temmuz sonrası oluşturulan yeni strateji (savunma değil taarruz) bu sözün hamaset olmadığını da gösteriyor. Zira bütün planlar tek tek alt ediliyor. Türkiye’nin Suriye operasyonunu da bu çerçevede düşünmek gereklidir. Bu kış PKK barınacak bir yer bulamayacak. Şimdi de barınamıyor zaten. Militanı da kalmadı, mühimmatı da... Kışın yiyecek birşey bulamayacak. Kandil artık güvenli değil onlar için. İntihar eder gibi saldırmalarının nedeni de bu... Yapabileceği en büyük eylemini Dağlıca ve Iğdır'da yaptı.Tendürek’ten çıkartıldı. Kanaatimce bir sonraki aşamada Suriye bağlamında Kuzey Irak yönetimi ve İran’la da işbirliği yaparak Kandil’e de operasyon düzenlenecek.Kimbilir belki de Musul’un kurtuluşu da Türkiye eli ile olacaktır. Irak merkezi yönetimine gelince; kimse onları takmıyor artık… Terör örgütü inişe geçtiğinin kendisi de farkında... Örgüt hakimiyeti kaybettiğinde en iyi yol teslim olmak olacak... Büyük zayiatlar verdirecek eylem yapamaz bundan sonra...
7- İlk yerli uydu Göktürk II ile artık hiç bir devlet Türkiye'nin sırlarına ulaşamıyor. İçerideki işbirlikçilerin de icabına bakıldı. 15 Temmuzu planlayanlar da istemeyerek Türkiye’ye iyilik ettiklerini pek yakında iliklerine kadar hissedecekler.