Liberalizm kısaca her türlü dünya görüşünü harmanlayan, kırmızıçizgileri ortadan kaldıran dünya görüşü demektir. İslam’ı her hangi bir kavramla harmanlamak liberallikten de vahimdir. Verilmek istenen her şey kavramlar üzerinden verilir. Kavramlar mesaj, kelimeler makyajdır. Bilgeler kavramlar üzerinden, cahiller kişiler üzerinden konuşur. İslami kavramların yama, takas, vekâlet kabul etmediği, her birinin parmak izlerimiz gibi biricik olduğu, karıştırma işinin kasıtla, Graham Fuller, Suud Kralı, Fukuyama, Olivier Roy, Asat Bayet gibi içimizde ve tüm dünya tarafından yapıldığı, aşağıda makalelerimizde sabittir. Şimdi İslam’ın nasıl harmanlandığına, karıştırıldığına, nasıl kokteyl yapılmaya çalışıldığına bakalım.
“Bir cevap: İstanbul İslamcıları İslam’dan bakarak yeni bir demokrasi keşfettiler” (07.03.2021, Yeni Şafak) Metnin sahiplendiği kavramlar: Müslüman demokrasisi, Şer-i demokrasi. İstanbul, Kahire, Riyad İslamcılığı… “Demokrasiler: Milli, muhafazakâr, Müslüman” (26.04.2017, Yeni Şafak) Metnin sahiplendiği kavramlar: İslam Demokrasisi. Müslüman Demokrasi. Siyasal İslam. İslamist. Allah lafzına ‘kavram’ ve ‘tanrı’ deniyor.
Önce bir ayrım yapalım. İslam işte herkesin önünde, hiçbir düşünce sistemi ile müştereki yoktur. Nev-i şahsına münhasır ve vahiy mahsulüdür. En üst seviyede kendine yeter. Tez, antitez, sentez teslisi değil; tevhiddir. İslam; bu sebepten dolayı İslam’dır. Kendi dışındaki her dünya görüşü yok hükmündedir. Kendi dışındaki kavramları reddeder. Allah’ın koruması, garantisi altındadır.
Demokrasi de işte herkesin önünde, insanlar tarafından iktidarın kansız bir şekilde el değiştirmesi için geliştirdiklerine inandıkları bir sistemdir. Tamamen insanların koruması, revizesi ve tasarrufu altında olup, tez, antitez, sentez teslisine açıktır. İslam’a bir itirazı olmayanın bu ayrıma zerre itirazı olamaz. Bu ayrım, herkesin malumunu ilamdır; yeni bir şey değil.
Hal böyle iken Yeni Şafak’ta ne yapılıyor? İslam, insanların inşa ettiği bir sisteme yamalanıyor. İslam bir sisteme monte ediliyor. İslam; bir sistemle koalisyona (ortaklığa) tabi tutuluyor. İslam kendi dışı ile sentez yapılıyor. Cihanşümul olan İslam, İstanbul, kahire, riyad İslamcılığı vs. denilerek çeşitli coğrafyalara hasrediliyor. İslami kavramlar, yama, takas, vekâlete tabi tutuluyor. İslam, ilhak/massediliyor; buharlaştırılıyor. İslam; “tamlayan-tamlanan” ekseninde (on oldu), tam on kez, on kalemde ekseninden çıkarılıyor. Bir şeye ne ile atıf yaparsan matufun temeli odur. İslam demokrasisi diyen, demokrasiyi İslam ile temellendiriyor. İslam’ın temeli vahiy, demokrasininki insan aklıdır. Bu kural, bu tür bütün tamlama, terkipler için geçerlidir. ABD’de “Hıristiyan demokrat” demekle Türkiye’de “İslam demokrasisi” vs. demek kesinlikle aynı şeylerdir. Bu tür tanımlar İslam’ın akıbetini de Hıristiyanlık gibi yapmaya hizmet eder.
Allah lafzı kavram değil; isimdir. Kavramları teşhis, tasnif, tasfiye edemedikleri için daha Allah lafzını tanımıyorlar. Allah’a tanrı denmez. Tanrı diyenin tanrıçası da vardır. Tanrıçasız tanrı olmaz. Kitapsız İslam olmadığı gibi. Tarihin çöplüğü tanrı/tanrıçalarla doludur. ‘İslamist’ diyor. Kominist, faşist kavramlarının son hecesini İslam’a eklemek, İslami ortadan kaldırma girişimidir. Buna sessiz kalan bir Müslüman bu girişimin ortakçısıdır. Çünkü sükût ikrardandır.
İslam demokrasisi, demokratik İslam yamalaması yaptın. Öbürü de Demokratik Sol İslam, Sosyal Demokrat İslam diyor. Kötü örnek buna denir. Demokrasinin bir türevine İslam’ı monte edersen, öbür türevine de başkası monte eder. Falanca lanetli kişi ile Suud kralı neden ılıman İslam diyor ise, Graham Fuller’in müsveddesi Gannuşi neden siyasal/demokratik İslam diyor ise, Said Halim Paşa neden İslamcı oluyor ise, Necip Fazıl, İsmet Özel neden İslam’a ideoloji diyolar ise, siz de o sebepten (kavramları bilmediğiniz için) İslam demokrasisi vs. diyorsunuz. Bunu diyenler Graham Fuller’e vekalet eder.
Ayetlerle sabit; İslam’ın kelimeleri oruç, namaz gibidir; değiştirilemez. Kuran; “onlar kelimeleri değiştirirler, benim kelimelerimi değiştirecek yoktur…” şeklinde muhkem ayetlerle doludur. Saydığımız on kalem, İslam’ı on kez ortadan kaldırma girişimidir. Yedi düvelin İslam hakkındaki kesin ve son planı şudur: “Sakın İslam’ı inkâr etmeyin; ihlal ve ifsat edin, yamalayın, montajlayın, sentezleyin, harmanlayın, buharlaştırın!” Bu emre uyanlar kendini saklayamaz.