Gün geçmiyor ki olumsuz haberler almayalım. Bir yandan şiddet artarken, bir yandan çocuklarımıza karşı adice ve alçakça saldırılar, onlara tasallut maalesef gündemden geri kalmıyor. Çocuklarımızın minicik bedenlerine uzanan o hain eller çocuklarımızı bu dünyadan almaya ve yaşayanların da hayatlarını karartmaya devam ediyor. Kansızlar, 4-5 yaşındaki çocuklara bile el uzatabiliyor. Bunlara insan demek zaten mümkün değil, ne idüğü belirsiz yaratıklar bunlar. Sırtlanlara bile rahmet okutuyorlar. Böyle müessif olaylara karşı toplumda infial artıyor, artması gayet de normal çünkü küçücük bedenlere iğrenç eller musallat oluyor. Bu anlamda bu ahlaksızlara, sapıklara karşı cezaların daha caydırıcı olması gerekiyor. Körpe çocuklar, genç kızlar, kadınlar bu vahşi yaratıklar yüzünden hayattan koparılıyor. Aileler tedirgin; çocuklarını sokağa, parka korka korka çıkarıyorlar. Okuldan dönüşlerini dört gözle bekliyorlar. Topluma, ebeveynlere bu korkuyu vermeye kimsenin hakkı yok. Bu fiilleri işlemeye yeltenen insan görünümlü yaratık müsveddelerine, yasalar kapsamında (idama,hadıma kadar cezalar da ağırlaştırılarak) en ağır cezalar verilmesi lazım ki, hiçbir yaratık bir daha böyle ahlaksızlıklara, caniliklere, sapıklıklara tevessül edemesin.
Bize ne oldu da bu hale geldik? Atalarımız, ecdadımız namus, haya abidesiyken şimdi ne oldu da içimizden ahlaksız, namussuz caniler, sapıklar çıktı, maalesef çıkmaya da devam ediyor.Küçücük çocuklarımız, Özgecan, Münevvere gibi.. sayısını bilemediğimiz kızlarımızı hunharca katledenler yine sayısını bilemediğimiz kadınlarımıza hem ahlaksızlık edip hem de öldüren alçaklar, yine maalesef ki bu toplumun içinden çıktı. Çocuklarımız, kızlarımız, kadınlarımız bu toplumun emanetidir dersek yanılmış olmayız diye düşünüyorum. Bu gözle baktığımızda maalesef emanete ihanet edildi. Kim veya kimler yüzünden? Ciğerleri beş para etmez sapıklar, caniler, vahşi yaratıklar yüzünden. Peki bu sapıklar, caniler, kahrolasıcalar bitiyor mu? Ne gezer ,farklı farklı yer ve zamanlarda ortaya çıkıyorlar, sabi sübyan çocuklara karşı pisliklerini sergiliyorlar, öz evlatlarına, kardeşlerine dahi fenalığı dokunanları da duyuyor, medyada görüyor ve kahroluyoruz.
Eskiden namahrem diye karşı cinse karşı kafasını dahi yerden kaldırmayan ecdadın günümüze yansıyan bir kısım imalat hataları sergilenmedik rezalet bırakmıyorlar. Yere bakmayı bırakın, röntgenciliğin, teşhirciliğin, müptezelliğin bütün pisliklerini ortaya saçıyorlar. Ahlaksız ilişkiler bütün hızıyla devam ediyor hatta genç nesle özendiriliyor. Özellikle ünlü! diye lanse edilenlerin çarpık ilişkileri paparazzi, magazin programları adı altında genç nesle ve insanlarımıza süslenerek sunuluyor. Çocuklarımız dahi kontrol mekanizması işlemeyince, bir tuşa dokunarak internet ortamından ahlaksız görüntülere ulaşabiliyor. Hal böyle olunca da toplumdan sapıklar eksik olmuyor.
Çözüm; silkinip tekrar kendimize gelmemiz, özümüze dönmemiz. Bunun için millet olarak seferber olmalıyız. Öncelikle çocuklarımızı iyi eğiterek başlamalıyız. Ahlakın, namusun ne kadar önemli olduğunu, dışarıdaki karşı cinsin kardeşleri, bacıları olduğunu, onların arasında kendi öz kardeşlerinin de bulunabileceğini hafızalarına eğitim yolu ile kazımalıyız. Görsel ve yazılı basını, internet ortamını ahlaksız, pespaye görüntülerden temizlemeliyiz. Sosyal medyayı bu yönde kullanmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz. Aşılamayacak sorunlar değil bunlar. Devlet millet elele verirse, sapıklara, canilere karşı da daha caydırıcı cezalar verilirse bu sorunların da hakkından geliriz. Yeter ki inanalım ve uygulamaya koyalım.
Çocuklarımızın, kızlarımızın, kadınlarımızın çok daha güven içinde olduğu günlere ulaşabilme ümidi ve temennisini dile getirerek, Şair-Yazar Cengiz Numanoğlu’nun şu dizesiyle yazıma notayı koyuyorum.
İnsan doğmak, insana ilâhi bir ihsandır;
İnsan doğan kaç kişi, ölürken de insandır?
Lokman ÖZKUL
[email protected]
Eğitimci-Yazar