CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Faruk Duha Erhan, kendisi ve şirketi hakkındaki iddialara madde madde cevap verdi.
Faruk Duha Erhan "Verilemeyecek tek kuruş hesabımız yoktur, Sahibi olduğum yarım asırlık şirket, ulusal çapta ve uluslarası ticaret yaparken 50 yıldır dürüstlüğü bir aile geleneği olarak benimsemiştir." dedi.
Erhan'ın açıklaması şöyle:
"Bölgemizde temsilcisi olduğumuz ve bazılarının alternatifsiz olduğu bayiliklerimiz sebebiyle Afyonkarahisar Belediyesi de her dönem müşterimiz olmuştur. 31 Mart’a kadar yaptığımız satışlar 31 Mart sonrasıyla kıyaslandığında daha öncesinde çok daha yüksek tutarlı ve tüm ürünlerin satışı yapılırken yeni dönemde çok daha düşük tutarlı ve sadece zaruri olan ürünlerin teminiyle sınırlandırılmıştır.
Şirketimizin resmi kurumlara tüm satışları diğer tüm firmalar gibi ihale yöntemiyle gerçekleşmektedir. Bunların tüm resmi kayıtları mevcuttur. Şehrimizdeki firmalar daha önce ve bu dönemde de yasal sınırlar içerisinde doğrudan temin yöntemiyle belediyenin acil ihtiyacı olan ürünleri tedarik etmiştir. Firmamız da bazı durumlarda kurumların acil ihtiyaçlarını bu yöntemle karşılamıştır.
Afyonkarahisar Belediyesi’ne 2024 yılında doğrudan temin yöntemiyle verilen yedek parçaların toplam tutarı 21.041 TL’dir. Bu tutar daha önce doğrudan temin yoluyla verilen tutarların çok altındadır. Bunun dışında Afyonkarahisar Belediyesi’ne düzenli fatura kesilmesi, karşılıksız olarak fatura düzenlenmesi gibi konular safsatadan ibarettir.
Bu iftirayı atarak suç işleyenler bu dönemi ve şirketimizi daha önceki dönemlerle ve başka şirketlerle karıştırmaktadır. Elinde belge olduğunu iddia edip de yayınlamayan veyahut ilgili mercilere kendi açıkları ortaya çıkar diye teslim edemeyen bu müptezel zihinlerin halkta karşılığı olmadığı ortadadır.
Açıklamalarımda yer alan dürüstlük ve güven ile ilgili satırlar yüce Türk milletinedir. Diğer kısımlar ise kendisine iftira atmayı ilke edinmiş kötülük odaklarınadır. Geri kalan hayatlarını aynaya bakmaktan utanacak halde yaşamak zorunda kalacak olanlar şimdilik bu arsız ve hadsiz iftiralarına devam edebilirler.
Şirket ve aile düsturumuz olan güven ve dürüstlüğü hem kendi kişisel hayatlarında, hem de siyasi partilerinin yakın tarihlerinde hiç görmediğimiz, bu iki yüce kavramı defalarca çiğnemekle kalmayıp anlama yeteneğine sahip olmayanların mesnetsiz iddialarına son kez cevap veriyorum.
Kurtuluş mücadelemizden de alışık olduğumuz bu zorlukların üstesinden mahirce geleceğimizden, yolumuzdan ve mücadelemizden bir gün bile sapmayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın."
