Afyonhaber Köşe Yazarı, Eğitimci Şair Yazar Mürşide Oklu Ayhan, Masterchef'te yarışan Afyonkarahisarlı yayla kızı Ayşe Ekiz'i yazdı... İŞTE O YAZI...
Haftalardır masterchef programında geniş hayran kitlesini peşine takıp heyecanlandıran bizim kız Ayşe… Böyle bir evlada sahip olduğu için annesi babası yerine biz gururlandık. Ne güzel yetiştirilmiş.
Afyonkarahisar’ın Sultandağı’na bağlı Çukurcak Köyünde ve Balaban Yaylasında büyüdü Ayşe. Doğal köy ortamında, tarımla, hayvancılıkla uğraşan ailesinin yanında, yemyeşil kırlarda koyunları, kuzuları ile yaşarken hayallerinin peşinden koştu yaylaların kızı.
Köy yaşantısının içinde tertemiz havasıyla, ekip biçtikleri taze sebzeleri, meyveleri arasında, yağı sütü, yoğurdunun eşsiz tadında, dört mevsimi doya doya yaşadığı belli olan Ayşe… Gündüzleri aydınlık güneşin, geceleri binlerce yıldızın parlaklığı ile sarıp sarmaladığı teknolojiden uzak köylü kızı Ayşe…
Onu “köylü kızı” diye küçümseyenler, köylerin geleneksel Türk kültürünü yansıttığından haberleri yoktu. Köylerin, kırsal yaşamın sunduğu huzurlu doğal ortamın keyfini nereden bilsinler? Köylülerin misafirperverliğinden, güçlü dayanışma ve komşuluk ilişkilerini, renkli sosyal yaşamlarını mutlaka görmemişlerdir.
Yüzyıllardan beri bozulmadan süregelen etkinliklerini, düğünlerinin bayramlarının cıvıltısını, mutluluğunu hissedemezler. Dahası tarım üretimi sayesinde yediği ekmeğin buğdayını, sebzelerini meyvelerini köylülere borçlu olduklarını unutuyorlar. Peyniri, sütü, yoğurdu, tereyağının anavatanı köylerdir. Köyler küçük, ekonomiye katkıları büyük. Ayşe’yi “köylü” diye küçümseyenler Atatürk’ün “Köylü milletinin efendisidir.” sözünü duymamışlar besbelli.
Ayşe’miz, kendince huzurlu ortamda sakin hayatını sürerken kurtlar sofrasına düşeceğini belki bilemezdi. Rakipleri arasında o kadar yalın, o kadar berrak duruyordu ki, görünmez zırhı ona, birkaç kişinin hedef aldığı psikolojik tacizini ve baskısını tüm iyi niyeti ile öteletiyordu.
Rüzgâr gibi esti, gönüllerde taht kurdu. Temiz yürekliliğin, iyi niyetinin, masumiyetinin yansıdığı yüzünde bize dostluğu, dürüstlüğü, samimiyeti ve sevgiyi gösterdi. O kadar susamışız ki bu güzelliklere bağrına basıverdi insanlar.
Ekran başında onunla beraber heyecanlandık, sevincini, üzüntüsünü beraber yaşadık. Merhametli, duygusal, azimli, çalışkan öğrenmeye istekli, utanınca yüzü kızaran, hatasını anlayınca mahcup gözlerle pişmanlığını dile getiren Ayşe…
“Bu zamanda hala böyle gençler var mıymış?” dedirten ve tüm ülkenin sevgisini takdirini kazanan kızın adıydı Ayşe…
Bence ideallere kavuşmak isteyen pek çok gence örnek oldu. Varlık içinde imkânsızlıklara yenilmeden cesaretle katıldı yarışmaya. Bilmediği, görmediği pek çok şey olmasına rağmen, Türk mutfaklarında adını bilmediği, belki de hiç duymadığı yemekleri yapmaya çalıştı. Kendini yetiştirmeye adanmış gayreti, elinin lezzeti ve becerisi ile…
“Gönlümü gönlüne bağladın Ayşe’m… “ Dilime dolanan bu şarkı ile sadece benim değil bütün Afyonkarahisar’ın gönlünü kazandı. Zaten Afyonkarahisar bir gastronomi şehri olarak ün yapmış bir şehir iken Ayşe ile şehrimizin lezzetlerini bir kez daha bütün Türkiye’ye duyurmuş oldu.
Bu süre içerisinde eğitimine katkıda bulunan Üniversitesimiz’e, desteklerini esirgemeyen Sayın Belediye Başkanımız Burcu Köksal’a, her zaman yanında olduğunu hissettiren Sayın Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’na ve Afyonkarahisar halkına, bir Afyonkarahisarlı olarak teşekkür ederim.
Dahası yurdun dört bir yanından sevenleri, dualarıyla destek verenleri yanında yer aldılar Ayşe’nin. Böylesine sevilmek herkese nasip olmaz.
Anadolu’nun asil Türk kadınını temsil eden, rakiplerinin ezici baskılarını görmezden gelerek gönüllerin şampiyonu oldu Ayşe…
Sevgili Ayşe! Bu bir yarışma idi, kazanan sen oldun. Üzülmeden gülümsemeye devam et. İnanıyorum başarıların artarak devam edecek. Yolun bahtın açık olsun Ayşe kızımız.