Çok büyük umutlarla gittiğimiz Avrupa Şampiyonası’ndan  sıfır çekerek geri dönüyoruz. Averajımız -7 ve sadece tek gol atabilmişiz. Maalesef şu anda turnuvanın en kötü takımı durumundayız. Bana göre Milli Takımın başarısızlığının arakasındaki en önemli faktör; para olgusu. Milli Takıma ne zaman para girdi, ruhsuzluk da girdi. Arda Turan’ın kaptanken, A Milli Takım’da prim için kavga yaptığını hatırlıyoruz. Bu turnuva öncesi de peşin peşin 10 milyon avro prim açıklandı futbolculara. Teknik direktör, Avrupa’da en çok ücret alan 4. teknik adam. Filozof! Şenol Güneş’in yıllığı 3.200.000 avro. Günlüğü yaklaşık 90 milyar eski parayla. Kimsenin parasında gözümüz yok, yeter ki hakkını versinler. Parayı alırken iyi, başarısız olunca herkes sorumlu. Herkes sorumlu ise o 3 milyon 200 bin avro yu da herkese dağıt bir zahmet Şenol efendi. Sonuçta yaklaşık 35 trilyon eski parayla.



A Milli Takım’ın başarısızlığının diğer etkenlerinin de şunlar olduğunu düşünüyorum:

Forma dağıtımında adaletin olmaması. Hak edenin değil, farklı tercihlerden dolayı öne çıkan oyuncuların ilk 11 kurgusunda tercih edilmesi. Örneğin Kenan Karaman. Bu oyuncu gibi Türkiye’de binlerce oyuncu var. Ben teknik direktör olsam TFF 1.ligde bile oynatmam bu oyuncuyu. Kulüpçülük ve adamcılık uğruna Milli Takım ziyan edildi. Bu zihniyetin hazin sonunu da birlikte yaşadık. Adaletin olmadığı yerde başarı asla olamaz. Futbolcuların çoğu mutsuz. Neden? Forma dağılımında adaletin olmadığını görüyorlar.



Ligin en istikrarlı yerlisi Göztepeli Halil'i en başta gönderdi. Geçen senenin Şampiyonlar Ligi’ndeki Türkiye adına en iyi oyuncusu İrfancan'ı  bitik oyuncular için kesti. Ligin en formda  kalecisi Altay’ı yedek bıraktı, bir maç dahi oynatmadı. Türkiye’nin en iyi sol beki Caner’i kulüpçülükten dolayı kadroya almadı, ön libero da Taylan’a, Dorukhan’a hiç şans tanımadı. Formsuz Okay ve Ozan’la ısrarla devam etti. Sağ beki sol bek oynatmak durumunda kaldı, genç Rıdvan Yılmaz’a güvenemedi, o zaman niye Milli Takıma çağırdın diye  adama sorarlar. Halil Dervişoğlu, Kerem gibi.. gençleri takıma monte edemedi. Çok ah aldın Şenol efendi çok.. Ayrıca Orkun kökçü gibi geleceği olan oyuncuları takıma monte etmesi gerekirdi.



3.2 Milyon avroyu cebine indirirken iyi değil mi Şenol aga? İnanın şu turnuvada takımın başında teknik direktör olmasa bile daha kötü oynayamazdık. İlk maç hariç diğer iki maçı nerede ise evimizde oynadık. Bakü bizim evimiz, iki Devlet tek Millet olduğumuz Can Azerbeycan’ın Başşehri. Daha ne olsun..

Diğer bir neden; istikrarlı bir savunma grubumuz vardı, orayla oynanılmasıydı. Başka her bölgeyle oynayabilirsin ama orayla oynamaman gerekirdi. Takımın geri kalan her yeri yanlış zaten, tek doğru yeri savunmaydı ve Şenol efendi savunmayla oynadı. Ondan sonra gelen gidenden 3 tane yiyorsun, iki gol yediğin Galler karşısında da farktan kurtuluyorsun. 81 den bu yana Galler ilk defa bizi mağlup ediyor.



Söylenecek daha çok şey var da, daha fazla uzatmayayım. Sonuçta; tarihin en iyi jenerasyonu olarak gösterilen A Milli Futbol Takımımız, Euro 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda 3 maçta 0 puan -8 gol  + 1 gol atarak tarih yazdı. Henüz turnuva başlamadan 10,000,000 € (on milyon avro) prim alan milli takım oyuncularına da tatil beldelerinde şimdiden iyi tatiller dileyelim aynı zamanda Şenol efendiye de. Ha bu arada oyuncularımızın reklamlardaki performansları da iyiydi, futbolcu yerine reklamcı olsalar daha mı iyi olur diye düşünmeden edemiyorum. Saygılarımla..

Lokman ÖZKUL
Spor Yazarı ve Yorumcu