BİR OCAK YAZISI

 

Hayrettin DURMUŞ





Yılbaşı gecesiyle birlikte karanlıklara gömüldü Aralık. Yılın ilk ayı Ocak çoktan geldi. Romen Dijoyen Bizans imparatoru olalı bin yıl, Fransa kralı II. Liu öleli beş yüz elli yıl olmuş. Makber’in şairi Abdülhak Hamit Tarhan bu ayda doğmuş, masal kitaplarımızın yazarı Eflatun Cem Güney bu ayda ölmüş.  Sultanahmet camiinin temelleri bu ayda atılmış, Haliç bu ayda donmuş. 5 Ocak’ta Arif Nihat Asya “Bayrak” şairi olmuş. Şamil Basayev, Rauf Denktaş, Mehmet Emin Yurdakul, Taç Mahal’i yaptıran Şah Cihan, Ressam Salvador Dali, Mihrimah Sultan, Gaffar Okan, Milli mücadelemizin unutulmaz isimlerinden Kazım Karabekir, meşhur Alman Kralı Şarlman, Mahatma Gandi, “Durakta Üç Kişi”yi bırakıp giden şair Cemal Süreya, Gönül şarkılarının ustası Safiye Ayla, çocukluğumuzun efsane futbolcusu Lefter farklı tarihlerde olsa da bu ayda göçmüşler dünyadan.

 

Nuri Pakdil’in  “İnsan boyu tüm duvarlardan yüksektir.” sözünü haklı çıkarırcasına İstanbul’un fethinden beş yüz yıl sonra Everest’in zirvesine ilk kez tırmandı insan. Yeni Zelandalı Sir Edmund da bu ay göçüp gitti zirveden mezara…

 

Sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın “Mecbur kalmasam seni terk etmezdim ey güzel Mekke!” diyerek hicranla çıktığı yolculuktan, sılasına muzaffer bir komutan olarak dönüşü de bu ayda olmuştu. Söğüt ve Domaniç’in sarp kayalarında Selçuklu kartalından mirası devralmak için bir iman şahlanacaktı altı yüz yıl sonra. Osmanlı Devleti kurulduğunda tarihler 27 Ocak 1299’u gösteriyordu.

 

Çavdar tarlasında çocuklar henüz yoktu ama David Salinger bu ayda doğmuştu. Kanuni Sultan Süleyman’ın ordusu Rodos’a giriyordu ihtişamla. Türkiye Birleşmiş Milletlere girecekti dört asır sonra ve TRT radyo yayınlarına başlayacaktı Ocak’ta. Şeyhimiz Galip mumdan gemilerle ateş denizini geçmeye çalışacaktı. Süleyman Nazif son şakasını yapacaktı bu ayda. Galileo, Jüpiter’in uydularını keşfedecek, Marco Polo dünyadaki seyahatini bitirecek, Yaşar Doğu olimpiyat şampiyonu olmak için mindere çıkacaktı. Fevzi Çakmak zaferler kazanmak için gözlerini açarken, Jack London “Vahşetin Çağrısı”nı, “Beyaz Diş”i bize bırakıp gidecekti. Malcolm kardeş New York’ta bir suikasta uğrayacaktı. Daha neler neler olacaktı Ocak’ta satırlara sığmayan.

 

Ocak ayında önemli olan başka neler mi var?

 

Verem Haftası var mesela. Hani şu unutulan “ince hastalık.” Körler Haftası var görenlerin çok da umursamadığı. Ne demeli bilmem ki? “Mecnun’la konuşacaksan Leyla’nın güzelliğinden bahset.” diyor Sadi Şirazi.

 

Ay dolanıyor, yıllar geçiyor, günler birbirini takip ediyor. Günler her sene aynı vakitte uzuyor, aynı vakitte kısalıyor. Cemre’nin havaya, suya, toprağa hasreti hiç bitmiyor. Bulutlar mavi gökten hiç gitmiyor. Yağmur bir görünüp bir kaybolsa da “Bitmeyen senfoni”nin akordu hiç bozulmuyor.

 

Ocak ayında meydana gelen tarihi olayları, bu ayda doğan ve ölen ünlüleri kronolojik olarak sıralamaya kalksak sayfalar dolusu, belki de kitap ebadında bir çalışma ortaya çıkar.

 

Özetin özeti diyebileceğimiz Ocak ayındaki bu hatırlatmalara siz de kendi ailenizden doğanları, ölenleri, sizin için önem arz eden nişan, evlilik, askerlik, mezuniyet günlerini ekleyebilirsiniz. Çünkü insanın hayatı kendi tarihidir. Dünyayı ve olayları doğru algılamak kendimizle yüzleşmekten geçmez mi?

 

Sağ olana daha ne Ocak’lar gelip geçer. 2020 yılının Ocak ayına kimler kavuşur acaba?