Bu hafta Mevlid-i Nebi haftası. Sevgili Peygamberimizin doğum gününü, diğer bir deyişle dünyayı şereflendirdiği, dünyanın O’nunla şeref bulduğu günü de içinde barındıran hafta. Peygamberimizi tanıyalım, O’nun hayatını öğrenelim ama en önemlisi O’nun sünneti seniyyesini hayatımıza uygulayalım. O bizim için en önemli rehberdir, kılavuzdur, yolumuzu aydınlatıcıdır. Kur’an-ı Kerim’den sonra bizim için en önemli ikinci kaynak, Efendimizin (s.a.v) sünneti seniyyesi ve hadisleridir.
Hangi asırda yaşarsa yaşasın insanlar Peygamberimizle çağdaş yaşayabilirler. Peygamberimizi anlayabilmek için illa ki O’nun yaşadığı devirde O’nunla beraber oturup kalkmak gerekmediğini, dünya gözüyle O’nu görerek, O’nunla beraber bir hayat sürmek gerekmediğini söyleyebiliriz. Zaten bunu istesek de imkansız olduğunu biliyoruz. Çünkü herkes kendi zamanının evladıdır. Biz bu zamanda bu devirde dünyaya geldik ve bu zaman içerisinde Müslümanlığı yaşamak mecburiyetindeyiz. Peygamberimiz 14 asır önce vefat etti ve ama O’nun sünneti kıyamete kadar devam etmektedir.
Önemli olan bunu yaşamak ve yaşatmaktır. Ancak bu şekilde Efendimizle çağdaş olabiliriz. Hangi asırda yaşarsa yaşasın insanlar Peygamberimizle çağdaş yaşayabilirler. Bu bizim elimizde…
O’nu anlayabilmek için önce O’nu iyi tanımalıyız. O’nu tanımak, sünnetini iyi bilmek ve kavramak demektir. Hz. Peygamber’in sünneti denince onun sözleri, fiilleri, davranışları, Peygamber tarafından alışkanlık haline getirilen hayat tarzı, onun sahip olduğu zihniyet yapısı, dünya görüşü, ahlâkı ve sîreti aklımıza gelmektedir.
Rasûlullah (s.a.s.) Allah’ın en muttaki kuluydu. Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını affettiği halde o ayakları şişinceye kadar Allah’a ibadet eder ve kendisini ikaz edenlere “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” buyururdu.
O, insanları Allah’a dâvet eden, inancını açık net bir şekilde tebliğ eden bir dâvetçiydi.
O, hanımlarına eş, çocuklarına baba, etrafındaki insanlara arkadaş, komşu yani iyi bir insandı.
Efendimiz (s.a.v), devlet idare eden, çarşı-pazar kontrol edip düzenleyen, ordu gönderen, elçi kabul eden bir lider ve komutandı. Rasûlulah’ın (s.a.s.) bu yönleri üzerinde ne yazık ki fazla durulmuyor.
Fiziksel yönden, yaratılış yönünden O’nun çok mükemmel biri olduğunu en güvenilir kaynaktan biliyoruz zaten.
Fiziksel yönünden ziyade Rasûlulah’ı (s.a.s.) insanlşara bir model olarak almalı ve O’nu model olarak günümüz insanlarına örnek olarak anlatmaya çalışmalıyız.
Diyelim ki; Haydin hep birlikte PEYGAMBERİMİZİ TANIYALIM ANLAYALIM.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) aslında bir sevgi peygamberidir. Her türlü insanı sevdiği bilinir. Ama Ebû Cehil,Ebu Leheb ve avaneleri, İslam dinine zarar verdikleri için onları haliyle sevmiyordu. Peygamber Efendimiz şahsına yapılan her türlü eziyete katlanırdı ama İslam dininin yayılmasını engellemek isteyenlere ve Müslümanlara zarar verenlere asla muhabbetle bakmazdı. O’nun düsturu Allah için sevmek ve Allah için kızmak, gerekirse buğzetmekti.
Bu konuda kısaca şu şekilde bahsedelim isterseniz.
Müslümanların, dinleri uğruna ev ve barklarını mal ve mülklerini, yurtlarını terk edip Medine'ye hicret etmelerinden sonra dâhi her fırsatta İslâm'a karşı düşmanlığını ortaya koyan Ebû Cehil ve avanesi , Bedir Savaşı'nın çıkmasına da sebep olmuştur. Peygamber Efendimizle aynı yaşlarda olan Ebû Cehil, ilk anlarından itibâren İslâm'a hep karşı çıkmış, Peygamber Efendimize ve özellikle güçsüz Müslümanlara var gücüyle düşmanlık gösterip ezâ ve cefâlarda bulunmuştur. İslâm'ın ilk iki şehidinden biri olan Ammâr b. Yâsir'in annesi Sümeyye, İslâm düşmanı Ebû Cehil tarafından hunharca öldürülmüştür. Böyle bir durum karşısında Sevgili Peygamberimiz, Ebû Cehil gibi insanları sevmemekte hatta buğzetmekte haklıydı.
Efendimiz (s.a.v) yegane rol model alınabilecek insandır. O’nu ahlakı ve yaşantısı, Hz. Aişe validemizin dediği gibi Kur’an’dan ibaretti. O bir nevi ayaklı Kur’an’dı. El Emin olan Efendimiz (s.a.v.) dürüstlüğü, hoşgörüsü, cesareti, empatisi, sevgisi, koruyuculuğu, şefkati, merhameti velhasıl bütün güzel öellikleriyle bizaim için eşi benzeri bulunmaz bir rehberdir.
Efendimizi anlamak, hayatı ve anlamını anlamaktır.
Mübarek Mevlid-i Nebi haftanızı tebrik ediyor, Rabbimin affına ve Alemlere Rahmet olarak gönderilen Resulünün şefaatine nail olabilmeyi Yüce Mevla’dan diliyorum..
Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar