Sevgili Afyonhaber okuyucuları…

Sizlere Kurtuluş Savaşı’nın Afyonlu tanıklarını, zulmü ve zaferi yaşamış isimsiz kahramanlarını anlatmaya devam ediyorum. Onların hikayelerini bizler de bilelim ki Zafer’in 100.yılının anlamını daha iyi kavrayalım.

Geçtiğimiz hafta Çaylı Fatma’yı anlattım sizlere… Ailesinin değerli üyeleri ile bir araya geldik. İnşallah yakında onun bir fotoğrafını da sizlere paylaşacağım. Çaylı Fatma’yı ve Afyon’un kahraman evlatlarını Türkiye’nin dört bir tarafında tarih öğretmenlerinin okullarda anlatması için kaynaklara yerleştireceğim… Bu arada, yazdıklarımın hepsinin arşiv belgesine dayalı olduğunu ifade edeyim.

***

Sizleri bugün Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine götüreceğim. Sinanpaşa ilçesinin eski adı Sincanlı… Sincanlı, Yunanların batıdan gelmesi itibarıyla işgali ilk gören ilçe… Aynı zamanda işgalin en zor zamanları yaşayan, zulmü en çok gören ilçe… Tınaztepe, Balmahmut, Garipçe, Kırka, Paşaköy (Ahmetpaşa), Kılıçarslan, Düzağaç ve diğer köyleri… Büyük Taarruz’da da Tınaztepe, Çiğiltepe ve Sincanlı ovası en çetin mücadelelerinin yaşandığı coğrafya olmuştur.

Haydi, lafı uzatmadan Sinanpaşa’ya gidelim.

Sizleri Sinanpaşa’nın Elvanpaşa köyüne götüreceğim. Burada yaşayan 1323 doğumlu (1907) Murat oğlu HAKKI UYAN’ın hikayesidir bu yazdıklarım.

Onun, Kurtuluş Savaşı’nda yaşadıklarını ve Yunan askerinin sırtını nasıl yere vurduğunu, Yunan elinden nasıl kurtulduğunu anlatacağım.

***

Bir cuma günü… İşgal başlıyor… Sinanpaşalı Hakkı’nın cümleleri ile başlayalım.

“Köyümüz (Elvanpaşa) bir cuma günü işgal edildi. Sanırım mart ayı idi. Köyümüzden Çanakkale Savaşlarına gidenler dönmemişti. Cuma namazı kılındıktan sonra ihtiyarlar caminin önünde toplandılar. Düşmanın yaklaştığını, her an köyümüzün işgal edileceğini söylediler. O gün 14-17.00 arasında Leyleklik mevkiinden gelen Yunanlar köyümüzü işgal ettiler.”

Sinanpaşalı Hakkı köyün işgaliyle ilgili bu bilgileri verirken köyün nüfusunun az olduğundan da bahsediyor. Onun cümlelerinde görüldüğü üzere halkı koruyan bir askeri gücün de olmadığını görüyoruz.

Devam edelim Sinanpaşalı Hakkı’yı dinlemeye…

***

“…Bir gün Yunanlarla konuşurken biri beni anına çağırdı. Benden içlerinden biri ile güreşmemi istediler. Karşıma benden yaşça büyük ve kiloca fazla daha kuvvetli birini çıkardılar. Sonra bana ‘HAYDİ BUNUNLA GÜREŞ’ dediler… Ben de ‘Olmaz… Ben onu yenersem, siz beni öldürürsünüz, ben güreşmem’ dedim. Sonra bana ‘Hayır, öldürmeyeceğiz, sen güreş’ dediler. Zoraki güreştik. Ben nasıl olduğunu hatırlamıyorum ama hiç uğraşmadan Yunan askerinin sırtını yere vurdum.  O zaman hepsi bağırarak ‘KEMAL BİZİ YENECEK’ diye üzüldüler. Bana hiçbir şey yapmadılar.”

İste, sevgili okuyucular, Sinanpaşalı Hakkı, Yunan askerinin sırtını güreşte yere bir güzel vuruyor. Ama işin ilginç bir tarafı da şu: Yunan askerleri, güreş yaptırırken Yunan askerini Konstantin ya da Trikopis yerine koyarken bizim Sinanpaşalı Hakkı’yı da Mustafa Kemal yerine koymuşlar... Bu güreşten kendilerine göre bir iddia, bir fal bakmışlar diyelim ve Sinanpaşalı Hakkı’nın Yunan’ı yenmesinin Türk ordusunun zaferi, Mustafa Kemal’in kendilerini yenmesi olarak yorumlamışlar… Sinanpaşalı Hakkı Mustafa Kemal olmuş güreşte…

***

“Köyde bir Yunan komutan vardı. Onun izni olmadan köyden dışarı çıkamazdık. Bir yere gideceğimiz zaman ondan izin alırdık, izin belgesi verirdi. Köyümüzde fazla erkek yoktu. Cenazeleri dahi kadınlara taşıtırdık. Köyümüzün bütün hayvanları onların altında idi...”
Sevgili okuyucular… Bir an için gözlerinizi kapatın ve Sinanpaşalı Hakkı’nın cümlelerini düşünün, yaşayın o cümleleri… O köyde kendinizi onun yerine koyun. Çok zor zamanlar… Devam edelim.

***

“Beni Dumlupınar’a götürdüler. Angaryada çalıştırdılar. Cephane taşıttırdılar. Yunanlıların Büyük Taarruz sırasında Afyon’dan bozulduğunu Yunanlardan duydum. Aslıhanlar korusundan odun getirirken ikindiye yakın Çalışlar köyü yakınlarında silah sesleri duyunca başımızdaki Yunan askeri “İŞTE KEMAL GELDİ, BİZİ KESECEK” dedi. Daha sonra yanına habercileri geldi… 29 Ağustos 1922 tarihi idi. 30 Ağustos’ta Çalköy’de bozguna uğradılar. Bize kağnıları koşturarak Banaz tarafında doğru götürdüler. Beni kağnımdan hiç ayırmadılar. Yanımda üç tane bekçi vardı.  Önüne gelen yerleri yakıp yıkıyorlardı…”

Sinanpaşalı Hakkı, Yunanlar tarafından zorla çalıştırılan kişilerden biri… Büyük Taarruz sırasında da Yunan askerlerinin nasıl çekildiğini anlatıyor… Tabii ki Sinanpaşalı Hakkı da onlarla mecburen.. Bakın sonrasında başına neler geldiğini ve Yunanların elinden kurtuluşunu nasıl anlatıyor?

“Yunanlarla Alaşehir’in Killik İstasyonu’na kadar gittim. Orada benim elime bir su matarası vererek yaralanın birine su bulmamı söylediler. Akşam yakındı. Elime matarayı aldım. Soran Yunanlara yaralı için su getireceğim diyordum. Tenhalaşınca da kaçıyordum… Öyle bir an geldi ki Yunanlar kaçarak geliyor, önüne geleni öldürüyorlardı. Kayalık bir yerde bulundum. Kayaların arasına yattım. Ortalığı karanlık basmıştı. Yakınımdan, üzerimden kaç tane Yunan askeri geçtiğini hatırlamıyorum.  Üzerimden kaç tane Yunan askerinin geçtiğini hatırlamıyorum. Ama hiçbiri de görmedi. Sabaha kadar orada kaldım. Sabah olduğunda kimse kalmamıştı. Kalktım Yeliyen kasabasına doğru gittim. 3 gündür açtım. Bir bostan bekçisini gördüm. Ekmek istedim, yoktu. Bana bostan yememi söyledi. Azıcık hasta olmayacak kadar yedim. Karşıma 5 tane atlı geldi, çok korkmuştum. Yanıma geldikleri zaman o kadar sevindim ki onlardan düşman hakkında bilgi aldım. Düşmanın gittiğini söylediler. Yakında bir köy olan Yeliyen’e gittim. Karnımı misafirperver bir evde doyurdum. Yaya olarak köyüme geldim.  Köye geldiğim zaman hiçbir şey kalmamıştı. Hatta yiyecek bir tane tavuk bile…”


***

Bu okuduklarınız bir savaş filminin bir sahnesi değil… Bu okuduklarınız zulmü görmüş, yaşamış bir kişinin anlattıkları...  Ve her şeye rağmen sonunda zaferi görüyor, köyüne dönüyor. Özgür bir kişi olarak mavi gökyüzünü kucaklıyor, vatanın topraklarına sımsıkı sarılıyor, özgürlük havasını ciğerlerine çekiyor…

***

Sinanpaşalı Hakkı’nın hikayesi budur… Sinanpaşa Kaymakamlığı, Sinanpaşa Belediyesi ve ilgili kurumlar belki de adını yaşatacak... Ben de dilim döndüğünce anlatacağım, tarih öğretmeni arkadaşlarımla onun hikayesini Türkiye genelinde paylaşacağım, kitaplarıma alacağım… Bir gün mezarına gidip bir Fatiha okumak nasip olur inşallah.

Zaferin 100.yılında Kurtuluş Savaşı kahramanlarına saygı ve rahmetle…

İletişim: https://twitter.com/mozturkuaz
Not: Arşiv belgelerine dayalı olan hikâyenin hakları saklıdır.