Halide Edip Adıvar’ın Türk’ün Ateşle İmtihanı adlı Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan kitabı vardı hemen hemen hepimiz biliriz. Türk’ün Ateşle İmtihanı, Halide Onbaşı’nın, o günleri yaşayan birinin gözünden anlatımıyla yakın tarihimize ışık tutuyor. O zamanda işgal girişimi vardı ve Türk Milletinin top yekün mücadelesi vardı. O devri günümüzle kıyas etmek elbette ki mümkün değil. Böyle bir şey yaparsak elma ile armutu kıyaslamış oluruz.
Türk Milleti zaman zaman çok büyük sıkıntılardan imtihanlardan geçiyor. Öyle bir coğrafyadayız ki, afetler, terör olayları, farklı doğa olayları vb.. gibi durumlar maalesef ki eksik olmuyor. Hani derler ya, yaşadığınız coğrafya sizin için zaten bir kaderdir ve imtihandır diye. Cennet gibi bir ülkemiz var, yeşili mavisi, bitki örtüsü, her an yaşanabilen dört mevsimi ve tabii güzellikleri ile dünyada eşi benzeri olmayan bir ülke.
İşte bu cennet vatanımız, bir süredir afetlerle boğuşuyor. Terör saldırıları ve küresel ısınmanın etkilerinden oluşan nedenlerle çıkan yaklaşık 14 gün süren orman yangınları.
Ülkemizin güneyinde ve batısında bunlar olurken, kuzeyinde de sel felaketi gerçekleşti. Kastamonu, Sinop, Bartın, Zonguldak gibi.. illerimizi etkisine alan, önüne kattığını alıp götüren sel neticesinde birçok insanımızı da kaybettik. Manevi ve maddi zarar çok yüksek. Son derece üzgünüz, insanlarımız böyle zamanlarda yek vücut oluyor ve dayanışma ruhunun en güzel örneklerini sergiliyor.
Karadeniz’de heyelanlar eksik olmuyor. Doğu taraflarımızda hortumlar ortaya çıkmaya başladı, Allah sonumuzu ve akıbetimizi hayreylesin lakin hiç iyi zamanlarda değiliz. Kuraklık bir yandan, küresel ısınma neticesinde son 137 yılın en sıcak temmuz ayını yaşadık. Bugün 17 Ağustos depreminin yıl dönümü, ülkemiz deprem kuşağında yer alan bir ülke. Allah muhafaza buyursun, depremler de çok can alıyor, manevi ve maddi büyük kayıplara yol açıyor. Depremlerde ve bu afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Tabii bu afetlerin olmaması veya en az zararla kurtulmak için gerekli tedbirleri almalıyız. Orman yangınları için A dan Z ye gereken bütün tedbirler alınmalı, özellikle yaz aylarında en sıcak zamanlarda ziyaretçilere kapatılmalı, terör saldırılarına karşı gerekli güvenlik sistemleri oluşturulmalı, yangına müdahale edecek uçak ve helikopter sayıları yeterli seviyeye çıkarılmalıdır.
Sel felaketi yaşamamak için dere yataklarına, riskli alanlara konut, iş yeri açılmasına müsaade edilmemelidir. Heyelan tehlikesine karşı, toprak kayması riski olan alanlarda da yerleşime müsaade edilmemelidir. Atalarımız demişler ya; su akar yolunu bulur diye, su doğal akışı neticesinde, yağış da çok fazla olunca önüne kattığını alıp götürebiliyor.
Tedbir biz insanlardan, takdir Allah’tan deyip, Rabbimizden ülkemizi ve milletimizi bu afetlerden felaketlerden koruması için dua ve dileklerimizi ifade edip yazımıza nokta koyalım..
Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar
[email protected]